Postmodernizm en genel çerçevesiyle 1960’lı yıllardan başlayıp 1980’lerin sonunda hız kesmekle beraber sonrasında da zaman zaman etkisini gösteren ve modernizmin ekonomik, politik ve kültürel ilkelerini ve varsayımlarını sorunsallaştıran bir tutumdur. Felsefeden mimariye, teknolojiden sahne sanatlarına etkisini hissettiren postmodernizm, edebiyat alanındaki yansımasını ağırlıklı olarak roman türünde göstermiştir. Geleneksel romana zıt bir şekilde tematik ve biçimsel bütünlüğü yadsıyan özellikleriyle dikkat çeken postmodern roman, gerçeğe yaslanan kurgusal zeminindeki ekonomi-politik ve daha çok da popüler kültür eleştiriyle eklemlenir. Fransız yazar ve eleştirmen Frédéric Beigbeder’in Kuzey Kulesi 107. Kat adlı romanı görünüşte 11 Eylül saldırısını anlatmakla beraber çizgisel olmayan ve üstkurmaca anlatımıyla 20. yüzyılın özellikle son çeyreğinde ve hemen sonrasında derin bir biçimde değişen aile ve toplumsal yapıyı, küreselleşmenin bireyler üzerindeki etkilerini, avrupamerkezci anlayışa karşı yükselen hoşnutsuzluğu ironiyle harmanlayarak irdeler. Tarihin belli bir dönemine sabitlenebilmekle beraber Dünya Ticaret Merkezi’nin yıkılması, savaşa karşı savaş açma ya da kendine sorun olarak gördüğü durumu yerel gruplar vasıtasıyla savaşarak sonuçlandırmaya çalışma döneminin fitilini ateşlemesi ve kültürel sorunların topaklaşarak kendilerini yeniden belli etmeleri sebebiyle palimpsestik bir anlam taşır ve etkisini hâlâ muhafaza eder. Bu çerçevede çalışmanın amacı, Kuzey Kulesi 107. Kat romanını kurgu içerisindeki kültür eleştirisine de yer vererek postmodern anlatı izleğinde kullanılan özellikleri irdelemektir.

Generally, postmodernism, which roughly emerges in the 1960s and despite slowing down its effect up to the last years of the 1980s, is a stance recurring even after this period, by problematizing the economic, cultural, and political principles as well as premises of modernism. Postmodernism, which has made a profound effect in fields ranging from philosophy to architecture to technology to performing arts, has exerted its influence primarily in literature in terms of the novel genre. The postmodern novel, which draws attention through such qualities with regard to the negation of the thematic and stylistic/formal unity in contrast to the traditional novel, is incorporated by the criticism of the political economy and mostly by popular culture criticism, which turns its back on reality on the basis of fiction. Although Windows on the World, by the French novelist and critic Frédéric Beigbeder, seemingly narrates the 9/11 attacks through its nonlinear and metanarrative discourse, which indeed examines family and social structure, the effects of globalism on, individuals and an increasing discontent against the Eurocentric view with a mixture of irony. Although the demolition of the World Trade Center can be fixed to a particular time, it still preserves its effects and bears palimpsestic concerns as the event itself triggers a period marked by declaring war on war, attempting to finalize a situation by means of local or proxy groups, which they consider as a trouble for themselves, and a re-manifestation of cultural problems via their snowballing effect. Within this frame, the objective of the study is to discuss the novel Windows on the World in the context of postmodern features by including cultural criticism.