Son Yüzyılda Sanat Piyasasında Geleneksel Sanatların Ekonomik Olarak Gelişimi: Atölyeden Koleksiyona

Giriş Türkler’in kadim tarihlerinin başlangıcından, İslâm’ı kabul ettikleri 8.yy’a, oradan da günümüze kadar ulaşan ve Türkler’in at koşturdukları tüm coğrafyalardaki medeniyetlerin köklerinden gelen birbirinden değerli ve farklı kültürel ve sanatsal unsurlardan beslenerek gelişen ve günümüz Geleneksel Türk-İslâm Sanatları deryasını oluşturan bu büyük hazinenin, son 100 yıllık süreçteki gelişimi oldukça dikkate değerdir. Bu süreçte, gerek teknik, üslup, estetik ve gerekse sanata gösterilen teveccüh anlamında önemli gelişmeler kaydedilmesi; gözlerin, batı sanatına ve plastik sanatların diğer dallarına olduğu kadar, geleneksel sanatlarımıza da dönmesine neden olmuştur. Özellikle son iki asırlık süreçte, tüm dünyada sanatımıza ve sanat eserlerimize artan ilgi, geçmişimizdeki bu büyük hazineden beslenen benzersiz sanat eserlerinin üretilmesi ve böylece medeniyet inşamızın sürekliliğinin sağlanması ve dünyada “Şark Medeniyeti” kavramının “Batı Medeniyeti” ile başat gitmesi noktasında sanatımızın ve sanatçılarımızın elini oldukça güçlendirmiş; müzelerimizdeki ve ülkemizde bulunan özel koleksiyonlardaki sanat eserlerimizin giderek daha da değerli hale gelmesini beraberinde getirmiştir. Böylece geleneksel sanatlarımıza ait sanat eserlerimiz, ulusal kültür hazinesi olmaktan öteye, bir çok uluslararası kurum ve kuruluş tarafından dünya kültür mirası olarak kabul edilerek, dünyanın en önemli ve büyük müzelerinde, en önemli koleksiyonlarında muhafaza edilmekte; yaşayan sanatçılarımızın ürettiği eserler çeşitli organizasyonlarda ve dünyanın çeşitli yerlerindeki önemli müzelerde sergilenmekte, sanatçılarımız bu eserleri ile ödüller almakta ve eserleri değerli koleksiyonlara dahil edilmektedir. Son yüz yıllık süreçte, geleneksel sanatlarımızın ve bu alanda eserler üreten sanatçılarımızın, bu eserleri satın alarak sanatımıza ve sanatçılarımıza destek olan kurumsal/bireysel alıcıların oluşturduğu pazarın ekonomik seyri ve gelişimi, sanatımızın ve medeniyetimizin gelecek kuşaklara taşınması noktasında bizlere geleceğe dair umut verici bir perspektif sunacaktır.