Bir sistemin (örgütün) oluşumunun en önde gelen öğelerinden birisi, ortak amaçtır. Yönetim, ortak amaçların gerçekleşmesi için, bütün insan ve madde kaynaklarını harekete geçirir. Sistemin girdileri işleme sürecinden geçirilerek, sonuçta bir ürün (çıktı) elde edilir. Çıktının, istenilen nitelikte (amaçlara uygun) olup-olmadığının belirlenmesi ancak değerlendirme yoluyla öğrenilebilir. Değerlendirmenin çeşitli yolları vardır. Bunlardan biri, denetimdir. Tarihsel süreç açısından bakıldığında, denetim anlayışının da yönetim anlayışı gibi çeşitlilik gösterdiği anlaşılır. 1920`lerden önce denetimin, yönetimin bir kolu olduğu ve uzman eğitimciler tarafından yürütüldüğü; öğretmenlerin yönetim tarafından denetlenmesi gereken işgörenler olarak algılandığı görülmektedir. 1920`lerde denetimde bilimsel bir niteliğin; 1930-40`larda insan ilişkilerinin vurgulandığı; 1940`lardan sonra ve özellikle son yıllarda insan kaynaklarının geliştirilmesine önem verildiği görülmektedir (Aydın, 1993 : 2)

Bir sistemin (örgütün) oluşumunun en önde gelen öğelerinden birisi, ortak amaçtır. Yönetim, ortak amaçların gerçekleşmesi için, bütün insan ve madde kaynaklarını harekete geçirir. Sistemin girdileri işleme sürecinden geçirilerek, sonuçta bir ürün (çıktı) elde edilir. Çıktının, istenilen nitelikte (amaçlara uygun) olup-olmadığının belirlenmesi ancak değerlendirme yoluyla öğrenilebilir. Değerlendirmenin çeşitli yolları vardır. Bunlardan biri, denetimdir. Tarihsel süreç açısından bakıldığında, denetim anlayışının da yönetim anlayışı gibi çeşitlilik gösterdiği anlaşılır. 1920`lerden önce denetimin, yönetimin bir kolu olduğu ve uzman eğitimciler tarafından yürütüldüğü; öğretmenlerin yönetim tarafından denetlenmesi gereken işgörenler olarak algılandığı görülmektedir. 1920`lerde denetimde bilimsel bir niteliğin; 1930-40`larda insan ilişkilerinin vurgulandığı; 1940`lardan sonra ve özellikle son yıllarda insan kaynaklarının geliştirilmesine önem verildiği görülmektedir (Aydın, 1993 : 2)