Zarafet Yokluğu

Ne zaman Türkiye'de üniversiteler geniş, aydınlık kütüphanelere ve yaşamını orada geçirmeye gönüllü bilim adamlarına sahip oldular ya da Türkiye'de bilim adamları ne zaman telaşsız ve sakin, ağırbaşlı ve vakur, zevkli ve zarif oldular diye soruyorsanız, ya da Türkiye'de bilimsel bilginin yaratım süreçlerindeki bilim kadınları ve adamlarının özerkliğini tartışmak istiyorsanız yanıtım "bilmiyorum" olacaktır. Bildiğim, bir zamanlar Türkiye' de de üniversitede öğrenme işi uğraşanların yaşam sanatında bir duruşa ve bir tarafa ait olmasına ilişkin bir idealin koridorlarda 've kantinlerde varolduğudur. O ideal, yaşamı savunmak, politika ile uğraşmak, kendinden genç olanlara kılavuzluk etmek, ·estetik. olanı önemsemek, zevk ve heyecan sahibi olmak ve güncelin, paranın, çıkarın, istem dışının karşısında tavır almakla ilişkiliydi.