Wallerstein’in 1970’lerde modernleşme teorilerine alternatif bir yaklaşım oluşturmak için geliştirdiği ve teorik arka planının Annales okulu, Marksist teori ve Bağımlılık Okuluna dayandığı “Dünya Sistemi Kuramı”, kapitalist dünya ekonomisinde merkez ve çevre arasındaki ilişkileri açık bir biçimde ortaya koyan dünya sisteminin, sınırları, yapıları, üyeleri, meşruiyet kuralları ve tutarlılığıyla bir sosyal sistem olduğunu ileri sürmektedir. Bu yönüyle “merkez” ve “çevre” olarak iki anahtar kelimeden yola çıkarak analizini geliştiren Wallerstein, kapitalist ekonomik sistemin merkezden çevreye doğru büyümesinin kapitalizme eklemlenmiş toplumlar ile kapitalizm öncesi toplumlar açısından benzer etkilere sahip olduğunu belirtmektedir. Dolayısıyla kapitalist olmayan ve merkezde konumlanan Batı toplumlarının çevrede yer alan ve kapitalizm öncesi toplumları sömürerek hegemonya kurduğu ve üstünlük elde ettiği düşüncesi Wallerstein’in geliştirdiği kuramın temelini oluşturmaktadır.