İSLAM FİLOZOFLARINDA MELEK İNANCI

İlk dönemde Müslümanların fetihlerle birlikte farklı din, kültür ve medeniyetlerle irtibata geçmesi sonucunda, başta inanç esasları olmak üzere İslam düşüncesinin akla dayalı bir anlatım yöntemiyle izahı bir gereklilik haline gelmiştir. Bu bağlamda vahiy temelli İslam, fethedilen coğrafyaların İslam’dan önce bölgede varlık gösteren din, inanç ve kültürleri bağlamında da yorumlanmıştır. Bunun neticesinde ise dini ve kültürel anlamda bir etkileşim meydana gelmiş ve başta İslam felsefesi ve kelam ilmi olmak üzere farklı disiplinler Yunan felsefesi, Sabiîlik ve gnostizm gibi kadim düşünce ekollerinden kısmen etkilenmişlerdir. Kaynağı vahiy temelli Kur’ân ve Hz. Peygamber’in sünnetine Melek konusu İslam inanç sisteminde doğrudan ön planda olan bir konu olmamakla birlikte, irtibatlı olduğu diğer inanç esaslarıyla birlikte düşünüldüğünde, önemi anlaşılmaktadır. Zira melekler, gerek Allah-insan gerekse Allah-evren ilişkisinde, Allah’ın kudret ve iradesinin gerçekleştirilmesi bağlamında aracı vasıflarıyla kilit öneme sahiptirler. Buna göre meleklerin varlıkları ve özellikleri noktasında kabul edilen görüşler, dolaylı olarak bu meseleleri de etkilemektedir. Bu bağlamda melek konusu İslam filozofları ve bazı itikadi fırkalar tarafından, genel olarak kelam âlimlerinin anladıklarından farklı bir şekilde anlaşıldığı için, irtibatlı olduğu konular da göz önünde bulundurulduğunda bir takım eleştirilerin sebebi olmuştur. Nitekim filozofların meleklerin de içinde bulunduğu kozmolojilerini, Yunan felsefesi ile gnostik ve hermetik düşünceleri temel alarak inşa etmeleri, bir takım göksel cisimlere meleksel işlevsellik kazandırmaları ve vahiy aracı olarak göksel akılları devreye sokmaları söz konusu eleştirilerin sebeplerinden bazılarıdır. Bununla beraber onların bu konudaki anlayışları, faklı düşünce ve inanç sistemleri açısından melek konusunun izahı ve akla dayalı açıklaması olduğu için, doğrudan bir inanç problemi olarak karşımıza çıkmamış, yalnızca ilgili olduğu konular bağlamında bir eleştiriye sebep olmuştur. İslam düşüncesinde melek konusunun kelam ve felsefe açısından önemi daha çok nübüvvet konusuyla irtibatı bakımındandır. Filozofların kozmolojilerinden yola çıkarak izah edilen melek konusu, İslam felsefesinde kadim düşünce ve felsefe okullarında olduğu gibi daha çok evrenin ay üstü ve ay altı şeklinde ikiye ayrılması temelinde anlaşılmıştır. Buna göre ay üstü âlemde varlık gösteren göksel cisimler ve akıllar İslam düşüncesindeki meleklere karşılık gelmektedir. Başta güneş ve yıldızlar olmak üzere bu semavi cisimlerin aynı zamanda ruhları olduğu gibi, bu ruhlar ay altı âlemde tesir gücüne sahiptirler. Meselenin bu yönü melek konusunda Allah-âlem ilişkisini açıklamaktadır. Zira bu semavi cisimler dini literatürdeki meleklere karşılık gelip, bunlar evrenin sevk ve idaresiyle görevli varlıklardır. Öte yandan feyz ya da sudûr teorisiyle açıklanmaya çalışılan vahiy konusu da bu bağlamda önemli başka bir konudur. Kelam ilminde harici varlığa sahip olan vahiy meleklerinin peygamberin dışında, ona hem lafız hem de mana itibariyle ilahi olan bir takım bilgileri iletmesi anlamına gelen vahiy anlayışında melekler kilit öneme sahip varlıklardır. Bununla beraber filozofların ortaya koydukları nübüvvet ve vahiy anlayışlarıyla buna bağlı olarak melek anlayışları da farklılaşmaktadır. Zira İslam filozoflarına göre peygamber doğuştan sahip olduğu “kuvve-i muhayyilesi” ile ilk akıldan taşarak gelen bilgilere ulaşabilmektedir. Bu bilgiler peygambere bir takım işaretler ve manalar olarak indirilmiş olup, bu manalar peygamber tarafından muhatap kitlenin anlayacağı düzeyde ve dilde lafızlara dönüştürülmektedir. Ayrıca bu anlayışta vahiy esnasında ilgili meleklerin dış dünyada somut bir varlığından da söz etmek mümkün değildir. Burada meleklerin dış dünyadaki varlıklarının tartışma konusu olması ve vahyin peygambere müellef ve manzum bir şekilde indirilmeyip yalnızca mana olarak gelmiş olması, bazı kelamcılar tarafından filozofların meleklerin varlığını inkâr ettikleri ithamına yol açmıştır. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki, bu iddia çoğu kelam alimi tarafından kabul görmemiş ve bundan dolayı filozofların dinden çıktığı yönünde bir iddiaya da sebep olmamıştır.
Anahtar Kelimeler:

Kelam, Felsefe, Melek, Vahiy, Nübüvvet

ANGEL FAITH IN ISLAMIC PHILOSOPHERS

As a result of the contact of Muslims with different religions, cultures and civilizations with the conquests in the first period, it became a necessity to explain Islamic thought, especially the principles of faith, by a method of expression based on reason. In this context, revelation-based Islam has been interpreted in the context of the religions, beliefs and cultures of the conquered geographies that existed in the region before Islam. As a result, a religious and cultural interaction occurred and different disciplines, especially Islamic philosophy and theology, were partially influenced by ancient schools of thought such as Greek philosophy, Sabianism and gnosticism. Although the angel issue is not a subject that is directly at the forefront in the Islamic belief system, its importance is understood when it is considered together with other belief principles. For, angels have a key role in the relationship between God-human and God-universe, with their intermediary qualities, in the context of the realization of God's power and will. Accordingly, the views accepted on the existence and characteristics of angels indirectly affect these issues. In this context, since the angel issue is understood differently by Islamic philosophers and some creed sects than what theologians generally understand, it has been the cause of some criticisms when the issues it is related to are also considered. As a matter of fact, philosophers' constructing their cosmologies, including angels, based on Greek philosophy and gnostic and hermetic thoughts, bringing angelic functionality to certain celestial bodies and activating celestial minds as a means of revelation are some of the reasons for these criticisms. However, their understanding of this issue did not appear directly as a problem of belief, since it is an explanation and rational explanation of the angel subject in terms of different thought and belief systems, it only caused a critique in the context of the issues it was concerned with. The importance of the angel subject in Islamic thought in terms of kalam and philosophy is mostly due to its connection with the subject of prophethood. The subject of angel, which is explained on the basis of the cosmologies of philosophers, has been understood on the basis of dividing the universe into two as the moon and the moon, as in the ancient schools of thought and philosophy in Islamic philosophy. Accordingly, the celestial bodies and minds that exist in the lunar realm correspond to the angels in Islamic thought. As these celestial bodies, especially the sun and stars, have souls at the same time, these spirits have the power of influence in the realm of the moon. This aspect of the issue explains the relationship between God and the realm regarding the angel. For, these celestial bodies correspond to the angels in the religious literature, and they are entities in charge of the administration and administration of the universe. On the other hand, the issue of Revelation, which is tried to be explained by the theory of feyz or sudur, is another important issue in this context. Angels are the key entities in the understanding of revelation, which means that the angels of revelation, who have an external existence in the science of kalām, convey some information outside the prophet that is divine in both word and meaning. However, with the understanding of prophethood and revelation revealed by the philosophers, the understanding of angels also differ. For, according to Islamic philosophers, the prophet can reach the information that comes from the first mind with his innate "imagination". This information was sent down to the prophet as a number of signs and meanings, and these meanings are translated into words by the prophet in a level and language that the audience can understand. In addition, in this understanding, it is not possible to talk about the concrete existence of the relevant angels in the outside world during revelation. The fact that the existence of the angels in the external world is the subject of discussion here and that the revelation was not sent down to the prophet in a literal and poetic manner but only as a meaning led to the accusation by some theologians that philosophers denied the existence of angels. However, it should be noted that this claim was not accepted by most theologians and therefore did not lead to a claim that philosophers left religion.

___

  • Akıncı, Ahmet. Ezoterik Öğretiler. İstanbul: Dharma Yayınları, 2008.
  • Akıncı, Ahmet. Kabala. İstanbul: Dharma Yayınları, 2008.
  • Aslan, Büşra Meçin. Sühreverdî’nin Akl-I Surh, Kıssatü’l-Ğurbeti’l-Ğarbiyye ve Âvâzi Per-i Cibril İsimli Sembolik Hikâyelerinin Tahlîli.
  • Diyarbakır: Dicle Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2014.
  • Bağdadî, Abdulkâhir. Usûli’d-dîn. İstanbul: Devlet Matbaası, 1928.
  • Birand, Kâmıran. İlk Çağ Felsefesi Tarihi. Ankara: Ajans-Türk Matbaası, 1958.
  • Büyüközkara, Ender. “Aristoteles ve Kindî’de Akletmeyi Sağlayan Bir Unsur Olarak Faal Akıl”. Beytülhikme 3 (2019).
  • Câbîrî, Muhammed Âbid. Fesefi Mirasımız ve Biz. çev. A. Said Aykut. İstanbul: Kitabevi Yayınları, 2003.
  • Câbirî, Muhammed Âbid. Arap-İslam Kültürünün Akıl Yapısı. çev. Burhan Köroğlu vd. İstanbul: Kitabevi Yayınları, 2000.
  • Corbin, Henry. İslam Felsefesi Tarihi. çev. Hüseyin Hatemi. 2 cilt. İstanbul: İletişim Yayınları, 2010.
  • Çubukçu, İbrahim Agâh. İslam Düşüncesi Hakkında Araştırmalar. Ankara: Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları, 1972.
  • Dağ, Mehmet. “Fârâbî’nin İki Yapıtı”. Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 15 (2003), 17-87.
  • Durusoy, Ali. İbn Sînâ Felsefesinde İnsan ve Âlemdeki Yeri. İstanbul: Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları, 2012.
  • Durusoy, Ali. “İbn Sînâ”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. 2/322-331. Ankara: TDV Yayınları, 1999.
  • Fârâbî, Ebû Nasr Muhammed. “Uyûnu’l-mesâil”, İslam Filozoflarından Felsefe Metinleri, haz. Mahmut Kaya. İstanbul: Klasik Yayınları, 2014.
  • Fârâbî, Ebû Nasr Muhammed. Kitâbu’s-siyâse el-medeniyye. nşr. Fevzi Neccar. Beyrut: Matbaatü Kasülikiyye, 1964.
  • Fârâbî, Ebû Nasr Muhammed. Kitâbu’l-mille ve nusûsun uhrâ. thk. Muhsin Mehdî. Beyrut: Dâru’l-Maşrık, 1986.
  • Fârâbî, Ebû Nasr Muhammed. “Risâle fî meâni’l-akl”. İslam Filozoflarından Felsefe Metinleri. hz. Mahmut Kaya. İstanbul: Klasik Yayınları, 2014.
  • Gener, Cihangir. Ezoterik-Bâtınî Doktrinler Tarihi. Ankara: Yurt Yayınları, 2007.
  • Gündüz, Şinasi. “Gnostik Mitolojide Düşüş Motifi ve Demiurg Düşüncesi”. Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 9 (1997), 121-165.
  • Gündüz, Şinasi. Anadolu’da Paganizm Antik Dönemde Harran ve Urfa. Ankara: Ankara Okulu Yayınları, 2005.
  • Gündüz, Şinasi. Sâbiîler Son Gnostikler. Ankara: Vadi Yayınları, 1995.
  • Işık, Harun. “Gnostisizmin Genel Teolojik Arka Planı ve Tarihsel Gelişimi”. Gnostik Akımlar ve Okültizm Sempozyumu. ed. Hulusi Arslan-Mustafa Bozkurt. Malatya: İnönü Üniversitesi Yayınları, 2012.
  • İbn Sînâ, Ebû Alî el-Hüseyn. Metafizik. trc. Ekrem Demirli-Ömer Türker. İstanbul: Litera Yayıncılık, 2014.
  • İbn Sînâ, Ebû Alî el-Hüseyn. “Risale fî ispâti'n nübiivvat ve te'vîli rumûzihim ve emsâlihim”. çev. Hüseyin Aydın vd. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 7/7 (1998), 565-573.
  • İbn Sînâ, Ebû Alî el-Hüseyn. Dânişnâme-i alâî. trc. Murat Demirkol. İstanbul: Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Yayınları, 2013.
  • İbn Sînâ, Ebû Alî el-Hüseyn. “er-Risâletü’l-arşiyye fî hakâiki’t-tevhîd ve isbâti’n-nübüvve”. İslam Filozoflarından Felsefe Metinleri. hz. Mahmut Kaya. İstanbul: Klasik Yayınları, 2014.
  • İbn Sînâ, Ebû Alî el-Hüseyn. “er-Risaletü'l-Arşiyye fî Tevhîdihî Teâlâ ve Sıfâtihî”. çev. Enver Uysal. Uludağ Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi 9/1, (2000), 9.
  • İbn Teymiyye. el-Îmân’ul-evsat. thk. Ebu Yahya Mahmud. Riyad: Dâru Tayyibe, 1422.
  • İhvân-ı Safâ. Resâilü ihvâni’s-safâ. 4 cilt. Kum: Mektebü’l-A’lâmi’l-İslâmî, 1405.
  • Kaya, Mahmut. İslâm Kaynaklan Işığında Aristoteles ve Felsefesi. İstanbul: Ekin Yayınları, 1983.
  • Kaya, Mahmut. “İşrâkiyye”. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi. 23/435-438. Ankara: TDV Yayınları, 2001.
  • Kaya, Mahmut. “Meşşâiyye”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. 29/393-396. Ankara: TDV Yayınları, 2004.
  • Kılıç, Cevdet. “Sühreverdî'nin Varlık Düşüncesinde Nurlar Hiyerarşisi ve Meşşai Felsefe ile Karşılaştırılması”. Fırat İlahıyat Fakültesı Dergisi 13/2 (2008), 55-72.
  • Kindî, Ebû Yûsuf Ya‘kūb. “Risâle fi’l-akl”. İslam Filozoflarından Felsefe Metinleri. haz. Mahmut Kaya. İstanbul: Klasik Yayınları, 2005.
  • Kutluer, İlhan. “Hikmetü’l-işrâk”. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi. 17/521-524. Ankara: TDV Yayınları, 1998.
  • Nasr, Seyyid Hüseyin. “Şihâbeddîn Sühreverdî Maktûl”. çev. M. Alper Tuğsuz. İslam Düşüncesi Tarihi. ed. M. M. Şerif. 4 cilt. İstanbul: İnsan Yayınları, 1990.
  • Neşşâr, Ali Sami. İslam’da Felsefî Düşüncenin Doğuşu. çev. Osman Tunç. 2 cilt. İstanbul: İnsan Yayınları, 2013.
  • Razavî, Mehdi Amin. Suhrawardi and the School of Illumination. Great Britain: Curzon Press, 1997.
  • Saffâr, Ebû İshâk İbrâhîm ez-Zâhid. Telḫîṣü’l-edille li-ḳavâʿidi’t-tevḥîd. nşr. Angelika Brodersen. 2 cilt. Beyrut: el-Ma‘hedü’l-Almânî li-ebhâsi’ş-Şarkiyye, 1432/2011.
  • Sarıtaş, Kamil. “Kindî’nin Akıl Teorisinin Kaynağı Sorunu Üzerine”. Dini Araştırmalar 14/40 (Haziran 2012), 90-111.
  • Schımmel, Annemarıe. İslamın Mistik Boyutları. çev. Ergun Kocabıyık. İstanbul: Kabalcı Yayınevi, ts.
  • Sühreverdî el-Maktûl, Ebü’l-Fütûh Şihâbüddîn. Hikmetü’l-işrâk. çev. Eyüp Bekiryazıcı-Üsmetullah Sami. İstanbul: Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Yayınları, 2015.
  • Sühreverdî el-Maktûl, Ebü’l-Fütûh Şihâbüddîn. Nur heykelleri. çev. Saffet Yetkin. Ankara: Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, 1963.
  • Sühreverdî el-Maktûl, Ebü’l-Fütûh Şihâbüddîn. “Filozofların İnançları (î'tikâd el-Hukemâ)”. çev. İsmail Yakıt. Felsefe Arşivi 26 (1987), 203-212.
  • Şehristânî, Ebü’l-Feth Abdilkerîm. el-Milel ve’n-nihal. thk. Ahmed Fehmi Muhammed. 2 cilt. Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 1992/1413.
  • Şîrâzî, Kutbuddin. Şerhu Hikmeti’l-işrâk-ı Sühreverdî. nşr. Abdullah Nurânî-Mehdî Muhakkık. Tahran: Müessese-i Mutâleât-ı İslâmî, 1380.
  • Şulul, Cevher. Kindî Metafiziği. Bursa: Uludağ üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, 1998.
  • Taylan, Necip. İslam Düşüncesinde Din Felsefeleri. İstanbul: Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları, 1994.
  • Turğay, Fatma. İşrâkî Felsefe Geleneğinde Misâl Âlemi: Sühreverdî Örneği. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, 2016.
  • Yavuz, Yusuf Şevki. “Cebrâil”. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi. 7/202-204. Ankara: TDV Yayınları, 1993.
  • Zınser, Hartmut. Ezoterizme Giriş. çev. Neylan Eryar. İstanbul: Kırmızı Kedi Yayınevi, 2011.