Masallar; zaman, mekân, şahıs ve kurgu bakımından olağanüstülükler taşımalarına rağmen diğer tüm edebi metinler gibi birçok günlük hayat unsurunu kurgusal şekilde yansıtan metinlerdir. Bu kurgulama masal metninin bilinmeyen yaratıcısının elinden çıkabileceği gibi, masalı çeşitli zaman ve mekanlarda anlatan yaşatıcısının da elinden çıkmış olabilir. Ancak her şartta masalın ortaya çıktığı ve yaşamaya devam ettiği bölgenin gerek ekonomik hayat tezahürleri gerekse sosyo kültürel bilinçaltı, kurgulamanın temel dinamiğini oluşturur. Masal metinlerinin hayatın özünden beslenen bu tavırları nedeniyle anlatacakları konuları olumlu ya da olumsuz açıdan değerlendirerek metne dahil etmeme gibi bir durumları söz konusu değildir. Bu nedenle toplum tarafından tasvip edilmeyen kimi olumsuz durumlarda masal metinleri içerisinde çeşitli şekillerde yer alabilmektedirler. Bunlardan biri de kuşkusuz şiddettir. Şiddet, toplumların sosyal yapılarına ciddi zararlar veren ve günümüzde genetiği değiştirildiği için kimi zaman ayırt edilmesi imkânsız hale gelen fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik durumların kişi veya grupların üzerinde olumsuz sonuçlar doğuracak şekilde kullanımıdır. Bu makalede günlük hayat içerisinde normalleşmemesi arzu edilen doğrudan veya dolaylı şiddet olaylarının Taşeli Masalları özelinde ne gibi yansımaları olduğu irdelenmeye çalışılacaktır.

The fairy tales are texts that reflect many daily life elements in a fictional way like all other literary texts, although they are extraordinary in terms of time, place, person and fiction, they. This fiction may have come out of the hand of the unknown creator of the text of the tale, as well as from the author of the tale who narrated the tale in various times and places. However, under all circumstances, both the economic life manifestations of the region where the fairy tale originates and continues to live, and the socio-cultural subconscious constitute the basic dynamics of fiction. Because of these attitudes of fairy tale texts fed by the essence of life, it is not possible to evaluate the topics they will tell from a positive or negative perspective and not include them in the text. For this reason, in some negative situations that are not approved by the society, they can be included in the fairy tale texts in various ways. One of them is undoubtedly violence. Violence is the use of physical, sexual, psychological or economic situations that seriously damage the social structures of societies and which are sometimes impossible to distinguish due to genetic alterations in a way that has negative consequences on individuals or groups. In this article, I will try to examine the reflections of direct or indirect violence events, which are not desired to be normalized in daily life, in the Taşeli Tales.