Nevâbitten Bir Mütekellim: Dırâr b. ʿAmr -Yeni İlm-i Kelâm İçin Bir Prototip-

Dırâr b. ʿAmr hicri ikinci asrın en önemli mütekellimi olmasına rağmen maalesef kelâm tarihinde hakkı verilmeyen isimlerden biri olarak yerini almıştır. Dırâr son zamanlara kadar gerek Türkçe gerekse yabancı dilde neşredilen kelâmî yayınlarda ismine çok az atıf yapılan, önemi ve konumu hâlâ fark edilmemiş bir mütekellimdir. Nitekim ünlü şarkiyatçılardan Josef van Ess ve W. Montgomery Watt bu trajik gerçeği görmüşler ve çalışmalarıyla bu eksikliği bir nebze de olsa gidermeye çalışmışlardır. Dırâr derken biz Aristoteles’in cevher-araz teorisine reddiye yazan, arazlara dayalı varlık anlayışıyla yeni bir varlık görüşü ortaya atan, kesb nazariyesiyle Eş‘ârî’ye, kelâm birikimiyle Ebü’l-Hüzeyl el-Allâf’a öncülük yapan özgün bir entelektüelden bahsediyoruz. Dırâr’ı önemli kılan hususların başında kuşkusuz İslâm düşünce tarihi açısından ikinci asır gibi erken bir tarihte çağını aşan ve çağdaşlarıyla ters düşmesine neden olan görüşlere sahip olması gelir. Henüz tam manasıyla ana akım mezheplerin oluşmadığı, teşekkül arefesinde bulundukları bir dönemde Dırâr, biri dışında günümüze ulaşmayan eser listesine bakıldığında karşılaştığı, tanıdığı İslâm içi ve dışı akımlarla genellikle eleştirel bir diyalog içinde olmuştur. Bu nedenle onu döneminde adı geçen herhangi bir dinî fırka içine yerleştirmek ve bir fırka üzerinden değerlendirmek neredeyse imkânsızdır. Zira o çoğu zaman pek çok meselede başkalarının fikirlerinin değil, kendi fikirlerinin peşinden yürümeyi tercih etmiştir. Doğal olarak bu da Dırâr’ı belirli bir ekol içine yerleştirmeyi zorlaştırmakta ve onu her türlü bağdan azade kılmaktadır. Evet, kaynaklarda Dırâr’la ilgili Mu‘tezilî olduğundan Cehmî/Cebrî olduğuna, habis fikirlere sahip bir bidatçı olduğundan kellesine ödül koyulacak denli tehlikeli bir kâfir olduğuna değin pek çok iddia, itham ve iftirayla karşılaşıyoruz. Bunların niçinini anlamak Dırâr’ı tanımaya, fikirlerini ortaya koymaya, durduğu konumu saptamaya bağlıdır. Çalışmamız bağlamında söyleyecek olursak gerçekte Dırâr’ın konumu bir konumsuzluk halidir ki biz bu durumu yeni bir yorum içinde en iyi ifade eden kavramın “nevâbit” olduğunu düşünüyoruz. İncelememiz neticesinde bir isim müstesna hem kelâmda hem felsefede nevâbitin olumsuz içerik ve çağrışıma sahip bir kavram olarak kullanıldığını görüyoruz. İstisnaya mevzu kişi İbn Rüşd’ün çağdaşı, Endülüslü meşhur feylesof İbn Bâcce’dir. Kelâmda Mu‘tezile mütekellimleri nevâbiti; aklı, dirayeti ikinci plana atan nakil, rivayet eksenli çizgiyi benimseyen Ehl-i Hadis, Haşviyye gibi zümreleri aşağılamak için kullanırlarken felsefede Fârâbî kurguladığı Erdemli Şehir (el-Medînetü’l-fâdıla) içindeki arıza tipleri, hastalıklı karakterleri tanımlamada kullanır. Bunlardan ayrışan İbn Bâcce ise kendi projesi içinde nevâbit denilen kimseleri “tedbir”ini amaçladığı “mütevahhid”le (yalnız insan) eşdeğer görür, ki bu kullanım kavramın araştırmadaki bağlamıyla örtüşür. Zira araştırmamızda nevâbit bir kimlik değil, bir karakterin temsili olarak ele alınmıştır.

A Mutakallim from Nawābit: Ḍirār b. ʿAmr -A Prototype for New Kalām-

Although Dirār b. ʿAmr is the most important mutakallim of the second century, he is unfortunately one of the unjustified names in the history of kalām. Dirâr is a mutakallim whose name is rarely mentioned in theological publications published in both Turkish and foreign languages until recently, and his importance and position are still not noticed. As a matter of fact, Josef van Ess and W. Montgomery Watt, who are famous orientalists, discovered this tragic fact and tried to make up for this deficiency to some extent with their studies. Dirâr wrote a refutation of Aristotle's theory of substance and accident, opened a new way with his understanding of existence based on accidents and led Ash'ari with the theory of kasb and Ebu'l-Huzayl al-‘Allaf with his kalām accumulation. Undoubtedly, one of the things that makes Dirār important is that he had views that went beyond his time and caused him to contradict his contemporaries as early as the second century in terms of the history of Islamic thought. Considering the list of works that have not survived, except for one, in such a period when the mainstream sects were not yet formed and they were on the eve of their formation, Dirār was generally in a critical dialogue with the Islamic and non-Islamic movements he encountered and knew. For this reason, it is almost impossible to place him in any religious sect mentioned in his period. Because he often preferred to follow his own ideas rather than the opinions of others on many issues. Naturally, this makes it difficult to place Dirār in a certain school and frees him from all kinds of bonds. Yes, in the sources we come across many allegations, accusations and slanders that Dirār is a Cahmi/Jabri, he is a Mu‘tazili, he is an innovator with malignant ideas, he is an infidel to put a bounty on his head. Understanding the reasons for these depends on getting to know Dirār, understanding his ideas, and determining his position. If we say in the context of our study, the position of Dirār is actually a state of non-position, and we think that the concept that best expresses this situation in a new interpretation is "nawābit". In the light of our analysis, we see that, with the exception of a name, nawābit is used as a concept with a negative content and connotation in both theology and philosophy. The exceptional person is the famous philosopher Ibn Bājja (Avempace) from Andalusia, the contemporary of Ibn Rushd (Averroes). While Mu‘tazili mutakallims use nawābit to humiliate groups such as Ahl-i hadith and Hashviyye, which adopt the narration-oriented line that puts reason and acumen to the second place, Al-Fārābī also uses the fault types and the sick characters in his virtuous city that he has constructed to describe. Ibn Bājja, on the other hand, considers the people called nawābit within his project to be equivalent to the "mutawahhid" (alone human) whose "precaution" he aims; this usage which corresponds with the context of the concept in the study. Because, in our study, nawābit is not considered as an identity, but as a representation of a character.

___

  • Bağdâdî, Abdülkâhir b. Tâhir b. Muhammed. Mezhepler Arasındaki Farklar (el-Fark beyne’l-firak). İstanbul: Kalem Yayınları, 1979.
  • Bağdâdî, Ebu Mansûr Abdülkâhir b. Tâhir et-Temîmî. Kitâbü Usûli’d-Dîn. Beyrut: Dâru’l-Âfâki’l-Cedîde, 1981.
  • Câhız, Ebû Osman ʿAmr b. Bahr. el-Beyân ve’t-tebyîn. thk. Abdüsselam Muhammed Harun. y.y., t.y.
  • Câhız, Ebû Osman ʿAmr b. Bahr. Kitâbü’l-hayevân. thk. Abdüsselam Muhammed Harun. 2 Cilt. Mısır: Mektebetü Mustafa el-Bâbî el-Halebî ve Evlâdihî, 1943.
  • Câhız, Ebû Osman ʿAmr b. Bahr. Resâilü’l-Câhız-Risâle fi’n-nâbite/ilâ Ebî Velîd Muhammed b. Ahmed b. Ebî Düâd. thk. Abdüsselam Muhammed Hârun. Kahire: Mektebetü’l-hâncî, 1979.
  • Cübbâî, Ebû Ali. Kitâbü’l-Makâlât-İtikâdî Mezheplere Yönelik Klasik Bir Eleştiri. çev. Özkan Şimşek-A. İskender Sarıca-Yusuf Arıkaner. İstanbul: Endülüs Yayınları, 2019.
  • Cürcânî, Seyyid Şerîf Ali b. Muhammed. Şerhu’l-Mevâkıf. 8 Cilt. Beyrut: Dârü’l-kütübi’l-ilmiyye, 1998.
  • Cüşemî, Ebu Sa‘d el-Muhassin b. Muhammed b. Kerâme el-Hâkim. Uyûnü’l-mesâil fi’l-usûl. thk. Ramazan Yıldırım. Kâhire: Dâru’l-ihsân, 2018.
  • Dırâr b. ʿAmr el-Ğatafânî. Kitâbü’t-tahrîş. thk. Hüseyin Hansu. çev. Mehmet Keskin. İstanbul: Litera Yayıncılık, 2014.
  • Dunlop, Douglas Morton. “Ibn Bājjah's Tadbīru'l-Mutawaḥḥid (Rule of the Solitary)”, The Journal of the Royal Asiatic Society of Great Britain and Ireland. Apr., 1945, No. 1 (Apr., 1945), pp. 61-81.
  • Düzgün, Şaban Ali (ed.). Kelam-El Kitabı. Ankara: Grafiker Yayınları, 4. Basım, 2015.
  • Eş‘arî, Ebü’l-Hasan ‘Alî b. İsmâ‘îl. Makâlâtü’l-islâmiyyîn ve ihtilâfü’l-musallîn. 2 Cilt. Beyrut: el-Mektebetü’l-‘asriyye, 2005.
  • Fârâbî. es-Siyâsetü’l-medeniyye-Mevcutların İlkeleri. çev. Yaşar Aydınlı. İstanbul: Litera Yayıncılık, 2020.
  • Hayyât. el-İntisâr ver’red ‘alâ İbni’r-Râvendî el-mülhid. Kahire: Mektebetü’s-sekâfe ve’d-dîniyye, t.y.
  • Himyerî, Ebu Sâîd Neşvân. el-Hûru’l-‘îyn. thk. Kelam Mustafa. Beyrut: Dârü’l-âzâl, 1985.
  • İbn Bâcce, Erdemsiz Şehirde Bireyin Felsefî Yetkinliği- Tedbîru’l-mütevahhid. çev. İlyas Özdemir. İstanbul: Endülüs Yayınları, 2020.
  • İbn Hacer, Ahmed b. Ali b. Hacer el-Askalânî. Lisânü’l-mîzân. 10 Cilt. Beyrut: Dâru’l-beşâiri’l-İslâmiyye, 2002.
  • İbn Hazm. el-Fasl-Dinler ve Mezhepler Tarihi. çev. Halil İbrahim Bulut. 3 Cilt. İstanbul: Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Yayınları, 2017.
  • İbn Kuteybe. Hadis Müdâfası-Te’vîlü muhtelifi’l-hadîs. çev. Mehmed Hayri Kırbaşoğlu. İstanbul: Kayıhan Yayınları, 1979.
  • İbnü’l-‘Arabi. Fusûsu’l-hikem. çev. Ekrem Demirli. İstanbul: Kabalcı Yayınevi, 2006.
  • İbnü’l-Murtazâ, Ahmed b. Yahya. Kitâbü tabakâti’l-Mu‘tezile . thk. Susanna Diwald-Wilzer. Beyrut: Franz Steiner Verlag, 1961.
  • İbnü’l-Murtazâ. Mu‘tezile ’nin Biyografik Tarihi (el-Munye ve’l-Emel). çev. Hüseyin Maraz. İstanbul: Endülüs Yayınları, 2018.
  • İbnü’n-Nedîm, Muhammed b. İshak. el-Fihrist. çev. Ramazan Şeşen. İstanbul: TYEKB, 2019.
  • İbnü’n-Nedîm, Muhammed b. İshâk. el-Fihrist. ed. Mehmet Yolcu. çev. Mehmet Yolcu-Sabri Türkmen-M. Salih Arı-Selahattin Polatoğlu-Furkan Halit Yolcu. İstanbul: Çıra Yayınları, 2017.
  • Kâdi’l-Kudât Abdülcebbâr b. Ahmed el-Hemedânî el-Esedâbâdî. Şerhu’l-usûli’l-hamse. 2 Cilt. Beyrut: Dâru ihyâi’t-türâsi’l-‘arabî, 2001.
  • Karakaya, M. “Fârâbî’de Erdemli Toplumun Erdemsizleri/Nevâbit”, Felsefe Dünyası Dergisi. Sayı: 68, Kış 2018, ss. 135-156.
  • Kummî/Nevbahtî. Kitabu’l-makâlât ve’l-fırak-Fıraku’ş-Şîa/Şiî Fırkalar. çev. Hasan Onat-Sabri Hizmetli-Sönmez Kutlu-Ramazan Şimşek. Ankara: Ankara Okulu Yayınları, 2020.
  • Malatî, Ebu’l-Hüseyn Muhammed b. Ahmed. Kitâbü’t-tenbîh ve’r-red alâ ehli’l-ehvâ’ ve’l-bida‘. Beyrut: Ma‘hedü’l-Almânî li’l-Ebhâsi’ş-Şarkıyye, 2009.
  • Mustafa, İbrahim vd. “nbt”, el-Mu‘cemü’l-vasît. İstanbul: Çağrı Yayınları, 1996.
  • Nesefî, Ebu’l-Muîn Meymûn b. Muhammed. Tabsıratü’l-edille fî usûli’d-dîn. thk. Hüseyin Atay. 1. Cilt. Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2003.
  • Nesefî, Ebu’l-Muîn Meymûn b. Muhammed. Tabsıratü’l-edille fî usûli’d-dîn. thk. Hüseyin Atay-Şaban Ali Düzgün. 2. Cilt. Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2003.
  • Onat, Hasan; Kutlu, Sönmez (ed.). İslam Mezhepleri Tarihi-El Kitabı. Ankara: Grafiker Yayınları, 1. Basım, 2012.
  • Öz, Mustafa. “Dırâr b. ʿAmr”. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi. İstanbul: TDV Yayınları, 1994, 9/274-275.
  • Pezdevî, Muhammed. Ehl-i Sünnet Akaidi. çev. Şerafeddin Gölcük. İstanbul: Kayıhan Yayınları, 1. Basım, 1980.
  • Platon. Devlet. çev. Sabahattin Eyüboğlu-M. Ali Cimcoz. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 28. Basım, 2015.
  • Safedî, Salahaddin Halîl b. Aybeg. Kitâbü’l-vâfî bi’l-vefeyât. thk. Ahmed el-Arneüd-Terkî Mustafa. 29 Cilt. Beyrut: Dâru ihyâi’t-türâsi’l-arabî, 2000.
  • Schmidtke, Sabine (ed.). The Oxford Handbook of Islamic Theology. Oxford: Oxford Univsertiy Press, 2016, s. 55-83.
  • Schöck, Cornelia. “Cehm b. Safvân ve “Cehmiyye” ile Dırâr b. ʿAmr”. Başlangıçtan Günümüze İslam Kelamı içinde, ed. Sabine Schmidtke. çev. Orhan Şener Koloğlu-Ulvi Murat Kılavuz-Salih Çift. İstanbul: Küre Yayınları, 2020.
  • Şehristânî, Ebu’l-Feth Muhammed b. Abdülkerîm. el-Milel ve’n-Nihal. thk. Muhammed Abdülkâdir el-Fâdılî. Beyrut: el-Mektebetü’l-Asriyye, 2004.
  • Tritton, A. S. İslam Kelamı. çev. Mehmet Dağ. Ankara: Ankara Okulu Yayınları, 2018.
  • Üzüm, İlyas. “Nâbite”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi. İstanbul: TDV Yayınları, 2006, 32/263-264.
  • Van Ess, Josef. “Ḍirār b. ʿAmr und die “Cahmīya”: Biographie einer vergessenen Schule”, Der Islam. XLIV (1968), pp. 1-70.
  • Van Ess, Joseph. “Kelam ve İnsan Gerçekliği”. çev. Habib Kartaloğlu, Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi. c. 13, S. 23 (2011/1).
  • Watt, W. Montgomery. İslam Felsefesi ve Kelamı. çev. Süleyman Ateş. İstanbul: Pınar Yayınları, 1. Basım, 2004.
  • Watt, W. Montgomery. The Formative Period of Islamic Thought. Edinburgh: Edinburgh University Press, 1973.
  • Watt, W. Montgomery. İslam Düşüncesinin Teşekkül Devri. çev. Ethem Ruhi Fığlalı. Ankara: Sarkaç Yayınları, 4. Basım, t.y.
  • Yüksel, Emrullah. “Hafs el-Ferd”. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi. İstanbul: TDV Yayınları. 1997, 15/117.
  • Zehebî, Şemseddin Muhammed b. Ahmed b. Osman. Siyeru a‘lâmi’n-nübelâ. thk. Muhammed Naîm el-Arkasûsî. 25 Cilt. Beyrut: Müessesetü’r-risâle, 1982.
  • Zehebî, Şemseddin Muhammed b. Ahmed. Mîzânü’l-i‘tidâl fî nakdi’r-ricâl. thk. Ali Muhammed Mu‘avvaz-Âdil Ahmed Abdülmevcûd. 8 Cilt. Beyrut: Dâru’l-kütübi’l-ilmiyye, 1995.
  • Zemahşerî, Ebu’l-Kâsım Cârullah Mahmûd b. Ömer b. Ahmed. Esâsü’l-belâğa. thk. Muhammed Bâsil Uyûnü’-s-Sûd. Beyrut: Dâru’l-kütübi’l-ilmiyye, 1998.