MÂTÜRÎDÎ’DE İMAN-AHLAK İLİŞKİSİ

Ahlak, kelam kitaplarında ulûhiyet, nübüvvet ve semiyat bahisleri gibi müstakil başlık altında ele alınan bir konu değildir. Ahlak genel olarak Allah’ın ve insanın fiilleri, daha özelde kader, adalet, hüsün-kubuh, aslah meseleleri bağlamında gündeme gelen bir meseledir.  Bu bağlamda ahlakın kaynağı açısından nakil ve akıl merkezli iki yaklaşımın öne çıktığı görülür. Bunlardan ilki ahlakı naslardan hareketle temellendiren Eş’arilik iken diğeri akıldan, insan edimlerinden hareketle açıklamaya çalışan Mutezile’dir. Bu çalışmada kelam geleneğinde Eş’ariler ve Mutezile arasında yapılan yoğun tartışmaların gölgesinde kalan Mâtürîdî’nin kendine özgü ahlak anlayışı iman, iyilik-kötülük, hikmet ve kulların fiilleri gibi konular etrafında açığa çıkarılmaya ve değerlendirilmeye çalışılacaktır. İnanç ile ahlaki değer arasında ne tür bir ilgi ve ilişkiden söz edilebilir? İnanç mutlak anlamda sahibini iyiliğe ve iyi olana götürür mü? İmanın varlığı ahlakın varlığını da zorunlu kılar mı? Mâtürîdî’nin görüşleri çerçevesinde bu soruları çözümlemeye çalışacağız.

THE RELATIONSHIP BETWEEN FAITH AND ETHICS IN MATURIDI

Ethics is not a separate topic like other theological topics such as divinity, prophethood and eschatalogy dealt with in Kalam books. Ethical issues are generally discussed in terms of acts of Allah and human in different parts of Kalam books. At this point, there are two prominent theological approaches dominated by Ash‘arite and Mu‘tazilî scholars. In ethics, Ash’arite scholars defend their position by relying on revelation while Mu’tazila used reasoning to defend theirs. Unfortunately, historically the lively discussions between these two denominations overshadowed Maturidi sect. In this paper, we will try to analyze and uncover Maturidi’s thoughts especially regarding basic matters in ethics.