Fıkhî Açıdan Îsâr Kavramı

Bu çalışma İslam’ın büyük bir ahlaki erdemiyle ilgili önemli bir konuyu ele almaktadır. Bu erdem, başlangıçtan itibaren İslam devletinin kurulmasında sağlam bir temel teşkil etmiş ve Müslümanların diğer milletlere üstün gelmesine ve onlara önderlik etmesine sebep olmuştur. Öyle ki bu ahlak “canlı bomba” ve organ bağışında bulunmak gibi çağdaş sorunların çözümüne katkı sunacak noktaya kadar uzanmıştır. Böyle olmakla beraber yazarlar ve araştırmacılar tarafından ilgili hükümler açısından pek az önem verilmiştir. Söz konusu bu erdem “îsâr” ahlakıdır. Din ve vatan uğruna kendini tehlikelere atmak şeklinde tezahür eden “canlı bomba” olmak gibi îsâr biçimleri hakkında çağdaş ulemanın görüşleri birbiriyle çelişmektedir. Kimileri bu tür davranışları kahramanlık olarak niteleyerek “… kendi nefislerine tercih ederler.” ayetinin kapsamına girdiğini söylerken kimileri de bunun bir intihar olduğunu dile getirmektedirler. Organ bağışı konusunda da benzer durum söz konusudur. Biz bu çalışmayla bu tür îsâr tutumlarının meşru olup olmadığına karar vermeyi sağlayacak hassas/ince/dakik fıkhî metodu ortaya çıkarıp konu etrafındaki problematiği bertaraf etmeyi amaçlıyoruz. Bu çerçevede îsâr kavramının tanımını ve kısımlarını açıklayarak bu davranışın faziletini ayet ve hadisler ile selefi salihinin ve ulemanın görüşlerinden yola çıkarak ortaya koymaya çalıştık. Ayrıca îsârın Allah (c.c.) hakkı ve kul hakkıyla ilişkisi ile kendisi için îsâr yapılması caiz olan hak ile olmayan hakkın neler olduğunu açıkladık. Bilahare de Kur’ân-ı Kerîm, Sünneti Nebeviye ve müçtehitlerin görüşlerinden hareketle, îsârın Şâri’ nazarında meşru olabilmesi için gerekli kriterler hakkında klasik ve çağdaş örnekler eşliğinde ilmi yönteme dayalı olarak ayrıntılı bilgi verdir.