Uzun süre 2019 Booker Ödül listesinde yer alan Jeanette Winterson'ın 'Frankissstein: Bir Aşk Hikâyesi' adlı eseri teknolojinin evrimiyle, özellikle de yapay zekânın yeni bedenlerin yaratılması ve değiştirilmesinde kullanılmasıyla ilgili ideolojik ve etik meseleleri mercek altına alıyor. Mary Shelley'nin klasik romanı 'Frankenstein' ile günümüzün teknolojik ve felsefi sorunlarını metinlerarası geçişlerle birleştiren Winterson toplumsal cinsiyet, cinsellik ve bireysel özgürlük konularını günümüzün teknoloji bağımlılığı ve yapay zeka kullanımı üzerinden gözler önüne seriyor ve okurlarını bir kez daha insan olmanın ne anlama geldiğini sorgulamaya davet ediyor.

Longlisted in 2019’s Booker Prize, Jeanette Winterson's 'Frankissstein: A Love Story' scrutinizes the political and ethical issues concerning the d/evolution of technology, especially in terms of the use of artificial intelligence in the creation and modification of new bodies. Toying with intertextuality through the veins of Frankenstein and interweaving the issues about gender, sexuality, and limits of individual freedom with today’s future tech obsession, Winterson invites her readers to reconsider their perceptions about what it means to be a human.