Fırat Mollaer. Yerliciliğin Retoriği, Ankara: Phoenix Yayınları, 2018, 158 s.

Siyasi arenada ve popüler kültürde gittikçe yaygınlaşan yerli ve milli söylemi, yerli ve milliyi özdeş sayarak iki kavramın birbirine dönüşüp muğlaklaşmasına yol açarken, bu kavramların arkasındaki düşünsel birikimleri de gölgelemektedir. Oysa özellikle yerlilik kavramı, antropolojinin, coğrafyanın ve sosyolojinin konusu olarak geniş bir literatürün ve tartışma ağının merkezinde yer almaktadır. Ancak uzanımları Tanzimat’a kadar erişen yerlilik düşüncesinin taraftarı ve muhalifi çok olsa da kavramı önceleyen yerelin ne olduğuna dair tartışma, literatürümüzde neredeyse yok denecek kadar azdır. Yerel kavramının çerçevesindeki eksiklikler, yerel ile irtibatı bulunan diğer kavramları konumlandırmayı da zorlaştırmaktadır (Karslı, 2018, s. 252). Bu bağlamda yerel kavramından türeyen yerli, yerlilik, yerlicilik üzerine az sayıdaki telif çalışmanın önemi kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Batılılaşma süreci düşünce dünyamızda her daim kendine yer bulmuş yerliliği sorgulayan, kavramın içerdiklerini ayıklamaya niyetlenen her eser, ülkemizde dolgun bir söylem alanına ancak zayıf bir felsefi içeriğe sahip tartışmaya katkı sunacaktır.