MANTIKÇI POZİTİVİZM, WİTTGENSTEİN VE DİN

Din filozofları, geleneksel anlamda Tanrı hakkında konuşmanın imkâ- nından hiçbir zaman kuşku duymamışlardır. Ancak yirminci yüzyılda ortaya çıkan mantıkçı pozitivistler, din ve metafizikle ilgili söylemleri, deneysel gözleme dayanmadıkları gerekçesiyle reddetmişler, onları anlamsız ifadeler olarak nitelendirmişlerdir. Bilimi dilin anlamlı kullanımı için bir rehber olarak gören mantıkçı pozitivistler, ifadeleri anlamlı ve anlamsız diye belirleyebileceğimiz bir ölçütün varlığını gündeme getirerek, bu ölçütü doğrulanabilirlik kriteri diye adlandırdılar. Kavramsal çözümleyiciler ise, dili dışsal gerçekliğe bağlayan anlam ölçütü yerine, onun kullanımı üzerinde durmuşlardır. Onlara göre dini ve metafizik ifadeler, kullanıldıkları bağlam içersisinde bir anlam ifade etmektedirler. Wittgenstein’ın ikinci döneminde geliştirdiği “dil oyunları”ndan hareket eden kavramsal çözümleyiciler, dini ifadelerin de kendilerine has bir mantığı- nın olduğunu savunmuşlardır. Makalemizde bu akımların geliştirdikleri kuramları inceleyeceğiz.