Ahlakta Üç Bağımsız Değişken

Hakkındaki bütün kanıtların ahlakî eylemin ayrılmaz bir parçası olduğunu gösterdiği halde, ahlak teorisinde hak ettiği ilgiyi görememiş olan bir olgu vardır: bu, tam anlamıyla ahlakî olarak nitelendirilebilecek herhangi bir durumda yer alan çatışma ve belirsizlik unsurudur. Geleneksel tutum, bu durumda yalnızca iyinin ve kötünün çatışmasını görür; böyle bir çatışmada herhangi bir belirsizliğin olmaması gerektiği iddia edilir. Ahlakî fail iyiyi iyi olarak, kötüyü de kötü olarak bilir ve onun hakkında sahip olduğu bilgiye göre birini ya da diğerini seçer. Bu geleneksel görüşün belirli durumlarda doğrulanıp doğrulanmayacağı tartışması üzerinde durmayacağım; pek çok durumda onun doğru olmayacağını söylemek yeterlidir. Ahlakî fail ne kadar bilinçli olursa ve eylemlerinin ahlakî niteliği üzerinde ne kadar dikkat gösterirse, neyin iyi olduğunu keşfetme probleminin zorluğunun ne kadar farkına varırsa; bir ölçüde tümü iyi olan amaçlar ve bazı sebepler yüzünden onu zorlayan vazifeler arasında tereddüt yaşar. Ancak olay yaşandıktan hemen sonra ve tesadüfen alternatiflerden biri basitçe ahlaken iyi ya da kötü olarak görünür. Ahlaksız (immoral) olduğu genellikle düşünülen bir kişinin durumunu alırsak, bu kişinin davranışlarını, hatta suçlarını gerekçelendirme problemiyle uğraşmayacağını biliriz; psikanalistin terimini kullanırsak, o, davranışlarını"rasyonelleştirmek” için bir çaba göstermez.Bu makale, Jo Ann Boydston’un editörlüğünü yaptığı “The Collected Works of John Dewey” adı altında yayınlanan John Dewey külliyatındaki “Later Works Volume 5: 1929-1930” adlı kitaptan Southern İllinois Üniversitesi yayınlarının izniyle tercüme edilmiştir.  

Three Arguments in Ethics

This work is the translation of John Dewey's article "Later Works Volume 5: 1929-1930". The article is published in the book “The Collected Works of John Dewey” edited by Jo Ann Boydston. Permission received from Southern Illinois University for translation.

___

  • "Later Works Volume 5: 1929-1930”