Modern Batı edebiyatının en önemli isimlerinden biri olan Shakespeare, öteden beri birçok akademik çalışmanın konusu olmuştur. Eserlerinde işlediği temalardan karakter oluşturmadaki başarısına kadar birçok açıdan eşsiz bir edebiyatçı olarak kabul edilir. Harold Bloom, Batı Kanon'u adlı eserinde, kendinden öncekilerden farklı bir şekilde Shakespeare'i Batı edebiyatının merkezine koyar ve Batı konunun Shakespeare olduğunu iddia eder. Müellifin görüşüne göre Shakespeare, Batı kültürünün merkezî figürü olduğu için Aristokratik Çağ onunla başlamalıdır. Ayrıca son beş yüzyılda kanon olmaya namzet kişiler de Shakespeare ile ilintili bir şekilde incelenmelidir. Bloom’un bu yaklaşımı açıkçası eleştirmesine ve şüpheyle karşılanmasına neden olmuştur. Bütün bir Batı edebiyatını Shakespeare üzerinden değerlendirilebileceğini iddia etmenin bilimsellikten uzak bir tutum olacağı düşünülebilir. Yazarın yorumlarına bakılırsa gelecekte başka bir çağa girildiğinde yine Shakespeare merkezde yer alacaktır çünkü o, yazarın gözünde edebiyatın ilk ve son peygamberidir. Bu çalışmanın akademik çevrelerde büyük tartışmalara neden olan Batı Kanon'u adlı eseri incelemek ve bazı çelişkilerini ortaya koymaktır.