DOĞUBAYAZIT İSHAK PAŞA SARAYI’NDA BULUNAN TAŞÇI İŞARETLERİ

Çevreyle bütünleşmiş etkili bir görünüme sahip olan İshak Paşa Sarayı, kesme taş ve moloz taş ile birlikte yer yer ahşap malzeme kullanılarak inşa edilmiştir. Yapıların inşasında vazgeçilmez bir malzeme olarak kabul edilen taş, doğada bol miktarda bulunmasının yanı sıra taşıyıcı gücünün fazla olması, hava etkilerine dayanıklılığı, zengin ve görsel bir plastik etkiye sahip olması gibi özelliklerinden dolayı, yapılarda tercih edilen malzeme türü olmuştur. Sarayın inşasında da kullanım yerlerine göre farklılık gösteren altı değişik taş türünün kullanılmasıyla birlikte, sarayda sade bir işçilikle malzeme bütünlüğü sağlanmış, duvarların kaplamalarında kullanılan taşlar büyük hassasiyetle belirlenmiş bir ölçüye göre yontulmuştur. Ayrıca sarayda kullanılan taşların üzeri dikkatle incelendiğinde, sembolik bir takım işaretlerin kullanıldığı görülür. H. 1199 (M. 1784) yılına tarihlenen sarayın, tüm yapı elemanları dahil olmak üzere, birbirinden farklı yüz elliden fazla taşçı markalarının taşların üzerine kazındığını görmek mümkündür. Osmanlı yapılarında çok seyrek karşılaştığımız bu işaretler, Ortaçağ Anadolu Türk Mimarisinde yoğun olarak XII. - XV. yüzyıl arasındaki zaman dilimi içerisindeki, taş yapılar üzerinde taşı işleyenler tarafından kullanılmıştır. Taşçının hem kimliğini hem yonttuğu taşın sorumluluğunu almak için yaptığı bu “Kimlik İşaretleri’’ (taşçı markası) ve taş ustalarının ocakta ya da şantiyede taşı kendinden sonra kullanacak olanlara yardımcı olmak üzere yaptıkları semboller, hemen hemen her taş üzerinde farklı şekillerde kullanılmıştır. XVIII. yüzyıl yapılarında karşılaşamadığımız bu taşçı markaları, bir Osmanlı Dönemi yapısı olan İshak Paşa Sarayı’nda, şaşılacak derecede taş malzeme üzerinde yoğun olarak kullanılmıştır. Bu yanıyla da, özel bir yere sahip olan sarayda kullanılan markaları, tablolar oluşturulup gruplandırma yoluna gidilerek, ayrıntılı şekilde incelenmesi amaçlanmıştır.
Anahtar Kelimeler:

Saray, Taş, İşaret, Malzeme, Osmanlı

-

The phenomenon of hell has been involved in the history of humanity since Adam and Eve were banished from the Garden of Eden. These two concepts create not only the themes of religious texts, but also literary texts. This study analyzes the phenomenon of hell discussed in three different works, and related to two different beliefs. Ardâvirâfnâme, which was written to cover up a significant fraud of the lost book Avesta in the 3rd century A.D. and Divina Commedia, written by Dante in the 14th century A.D. and is still a masterpiece today. These two masterpieces are assessed in this study in a comparative way; in terms of their structures, paths, patterns and themes. öğretisine destek veren metafizik tecrübeleri etrafında oluşmuştur. Kitaba konu olan Ardâvîrâf’ın öğretisine destek veren metafizik tecrübeleri etrafında oluşmuştur. Kitaba konu olan Ardâvîrâf’ın kimliği ve yaşadığı çağ hakkında kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte, elde edilen bilgiler kimliği ve yaşadığı çağ hakkında kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte, elde edilen bilgiler doğrultusunda, MS. 3. Yüzyıl ile MS. 7. Yüzyıl arasında yaşamış olmasına kesin gözüyle öğretisine destek veren metafizik tecrübeleri etrafında oluşmuştur. Kitaba konu olan Ardâvîrâf’ın kimliği ve yaşadığı çağ hakkında kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte, elde edilen bilgiler doğrultusunda, MS. 3. Yüzyıl ile MS. 7. Yüzyıl arasında yaşamış olmasına kesin gözüyle bakılmaktadır ve yine bu konuda araştırma yapmış olan M.A. Barthélemy, E.W. West ve A. doğrultusunda, MS. 3. Yüzyıl ile MS. 7. Yüzyıl arasında yaşamış olmasına kesin gözüyle bakılmaktadır ve yine bu konuda araştırma yapmış olan M.A. Barthélemy, E.W. West ve A. Christensen gibi İranologların bilgileri değerlendirildiğinde adının Nişâbûr, lakabının ise aziz bakılmaktadır ve yine bu konuda araştırma yapmış olan M.A. Barthélemy, E.W. West ve A. Christensen gibi İranologların bilgileri değerlendirildiğinde adının Nişâbûr, lakabının ise aziz Christensen gibi İranologların bilgileri değerlendirildiğinde adının Nişâbûr, lakabının ise aziz manasına gelen Ardâvîrâf olduğu kuvvetle muhtemeldir (Yıldırım, 2011: 23). manasına gelen Ardâvîrâf olduğu kuvvetle muhtemeldir (Yıldırım, 2011: 23). manasına gelen Ardâvîrâf olduğu kuvvetle muhtemeldir (Yıldırım, 2011: 23). yolculuk için seçilmesi ve yine bu metafizik yolculuğun hazırlıkları anlatılır. İkinci ve üçüncü yolculuk için seçilmesi ve yine bu metafizik yolculuğun hazırlıkları anlatılır. İkinci ve üçüncü bölümleri içeren Cennet ve Araf, dördüncü bölümden başlayarak on beşinci bölümde sona erer. Ardâvîrâfnâme 8800 kelime ve 101 bölümden oluşmaktadır. İlk üç bölümde kahramanın yolculuk için seçilmesi ve yine bu metafizik yolculuğun hazırlıkları anlatılır. İkinci ve üçüncü bölümleri içeren Cennet ve Araf, dördüncü bölümden başlayarak on beşinci bölümde sona erer. Eserin en uzun ve kapsamlı kısmı on altıncı bölümden başlayıp son bölüme kadar devam eden bölümleri içeren Cennet ve Araf, dördüncü bölümden başlayarak on beşinci bölümde sona erer. Eserin en uzun ve kapsamlı kısmı on altıncı bölümden başlayıp son bölüme kadar devam eden Eserin en uzun ve kapsamlı kısmı on altıncı bölümden başlayıp son bölüme kadar devam eden

___

  • Akok, M., (1961). ‘‘Ağrı Doğubayazıt’ta İshak Paşa Sarayı Röleve ve Mimarisi’’,Türk Arkeoloji Dergisi, S.X-II, Ankara, 30-48.
  • Arseven, C. E. (1986). Türk Sanatı, İstanbul.
  • Bakırer, Ö. (2002). ‘‘Anadolu Selçuklu Dönemi Mimarisinde Taşçı İşaretleri’’, Uluslararası Sanat Tarihi Sempozyumu, Prof. Dr. Gönül Öney’e Armağan, 10-13 Ekim, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, İzmir, 59-69.
  • Başgelen, N. (1993). ‘‘İshak Paşa Sarayı’’, Saray, S.3, İstanbul, 64-60
  • Bayburtluoğlu, Z. (1993). Anadolu’da Selçuklu Dönemi Yapı Sanatçıları, Atatürk Üniversitesi Yayınları, Erzurum.
  • Binan, D. (2000). ‘‘Altı Asırlık Bir Belge: Bursa Ulu Camisi’’ Arredamento Mimarlık Dergisi, S. 7-8, İstanbul, 146-156.
  • Binan Ulusoy, D.- Binan, C. (2009). ‘‘Ağzıkara Han Örneğinde Anadolu Selçuklu Dönemi Taşçı İşaretlerinin Belgelenmesi Üzerine Sistematik Bir Yaklaşım’’, Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü Yıllığı, S. XII, 319-345. Foto. 1: İshak Paşa Sarayı genel görünüm
  • Foto. 2: II.Taçkapıda bulunan taşçı işaretleri
  • Foto. 2: II.Taçkapıda bulunan taşçı işaretleri
  • Foto. 5: II. Taçkapıda bulunan taşçı işareti
  • Foto. 6: Caminin güney cephesinde (dış cephe) bulunan taşçı işaretleri
  • Foto. 4: Selamlığın güney cephesinde (dış cephe) bulunan taşçı işaretleri
  • Foto. 9: Muayede salonu güney cephesinde bulunan taşçı işareti
  • Foto. 7: Cami iç mekanında bulunan taşçı işareti
  • Foto 8: Selamlığın dış cephesinde bulunan taşçı işaretleri