Üretim, nakliyat ve cevher zenginleştirmesi ile ilgili madencilik çalışmalarının yapıldığı alanlar ve çevreleri çeşitli oranlarda hasara uğramaktadır. Dünyada büyük dağılım gösteren işletmesi sona ermiş veya işletilmekte olan metal madenciliğinin atıkları toprak kirlenmesinin temel kaynaklarından biridir. Bu kaynakların müsade edilmeyen yüksek metal konsantrasyonlarının olduğu toprak alanları veya araziler kirlenmiş olarak sınıflandırılmaktadır. Bu tür arazilerin giriş kontrolü ve ıslahı gerekmektedir. Bu makalede potansiyel olarak kirlenmiş veya kirlenme tehlikesi ve riski gösteren araziler için örnekleme metodları ve teknikleri, örnek analizleri ve veri değerlendirilmesi verilmektedir. Böylece kirlenmiş veya kirlenmekte olan arazilerdeki riskleri ve tehlikeleri azaltmak metodu amaçlanmıştır. Özellikle, üretimi sona ermiş veya terkedilmiş maden ocaklarının etrafına yaydığı ağır metal konsantrasyonları toprağı kirletmekle beraber, yeraltı ve yerüstü sularını da kirleterek canlılar üzerinde olumsuz etkiler oluşturmaktadır. Sülfür içeren cevherlerin oksidasyonu ile asitli maden sulan oluşmaktadır. Bu asitli sular, yeraltı ve yerüstü sularına karışarak çevreyi kirletmektedir, ingiltere'de yıllar önce terkedilmiş bir kurşun - çinko ocağının (Derbyshive yakınları), toprak kirlenmesi ile ilgili bir uygulama sunulmuştur. Bi uygulamada belirli derinlik ve mesafeden burgu ile sistematik örnekleme yapılmıştır. Jeokimyasal analizler sonucunda arazideki aşırı metal konsantrasyonlarının kirlilik haritaları çizilmiş ve risk ile tehlike içeren alanlar gösterilmiştir.

Mining operations related to the production, transportation, processing undoubtedly cause variing degree of environmental damage in mining areas. The great antiquity and global distribution of the metal mining industry has resulted in significant areas of land being affected by spillage and disposal waste material. In some cases, the resulting concentrations of metals in the ground may be sufficiently high to require the land to become classified as contaminated. These areas might then trigger a requirement for access control and remediation action to be taken. In this paper, the current methods commonly used for the sampling, analysis, data presentation and assessment for potentially contaminated land are considered. The paper goes on to purpose a methodology which may serve to reduce the uncertainty, risk and hazard.High concentration of metals at abandoned mine workings have contaminated soil, ground and underground water which in turn negatively affect living life. Sulphide minerals produce acid mine drainage as a result of their oxidation. A case study is used to illustrate the application of techniques to an abandoned metal mining site in the UK. A regular sampling is applied using a mild steel hand auger at a particular depth and the sampling interval. Krigging of the data was conducted to smooth out the contours and the maps were plotted. The maps indicate the specific areas of contamination.