İBNİ RÜŞD'DE DİN-FELSEFE İLİŞKİSİ BAĞLAMINDA SİYASET

Bu makale, Ortaçağın sonlarında doğal gelişimini tamamlayan bir medeniyetin en uç noktasında son demlerini yaşayan bir ülkede, Endülüs’te yetişmiş, gerek din bilimlerinde gerekse tıp ve felsefe alanlarında iyi bir eğitim almış, kadılık ve baştabiplik görevlerinde bulunmuş, yönetime yakın durmuş, iktidarın siyasi projesinin bir parçası olmuş ama aynı zamanda iktidar kavgaları arasında kurban olma tehlikesini her an ensesinde hissetmiş bir düşünür olan İbni Rüşd’ü siyasi açıdan konumlandırmayı; onun din-felsefe ilişkisi bağlamında siyaseti çözümleyişini eleştirel açıdan gözden geçirmeyi amaçlamaktadır. Grek düşünürler siyaseti tartışırken önerilerinde, siyasetten, ekonomiye, inançtan eğitime tüm toplum yaşamını kuşatan şehir devleti(Polis) dururken, klasik İslam düşünürleri önünde Şer’i yasalar ve İslam Devleti duruyordu. Dolayısıyla İslam dünyasında yaşayan düşünürlerin, siyasi argümanlarını ortaya koyarken tamamen rasyonel öncüllerden hareket etmeleri düşünülemezdi. Çoğu kez onlar hem inançları gereği hem de felsefeyi meşrulaştırma kaygısıyla siyasi tartışmalara doğrudan ilahi bir düzen kabülüyle başlıyorlar, sonra da şer’i yasaların haklılığını kanıtlama telaşına düşüyorlardı. Şeriat içerisinde sıkışan bir siyaset anlayışını aşamıyorlardı. Bu kısır döngünün aşılması için ya seküler bir tavırla din dışlanacak ( ki bu o dönemlerde ne mümkün ne de arzu edilir bir durumdu) ya da din ile siyaset, 13. Asrın sonlarında İbn Haldun’un yaptığı gibi farklı olgular ele alınarak yeni siyaset kuramlarına kapı aralanacaktı. Her tür deneme İslam dünyasında iç içe geçmiş olan din ve siyaset kurumlarının yeniden ele alınmasını zorunlu kılıyordu. Ancak her iki kurumun ortak dayanağı olan felsefe bu girişimden bağımsız düşünülemezdi. Bu yazıda göstermeye çalıştığımız gibi, İbni Rüşd’ün uğraşı, ilkin felsefe anlayışı sağlam bir raya oturtmak, sonra da din ile siyaset arasındaki çatışmayı sulha kavuşturmaktır. İbni Rüşd siyaseti rayına oturtmak için iki şeyi zorunlu görür: felsefe sahasında Aristoteles’e dönmeyi; din sahasında da doğrudan Kur’an’a dönüşü mümkün kılacak yeni bir yorum tekniğini.

Political Analysis Of İbni Rüşd In The Context Of Religion-Philosophy Relationship

___

  • Farabi, İhsa'ul Ulum, tah. Ebu Ali Mülhim, Beyrut, 1996.