Orta Çağ İslam’ında Bilimsel Metodolojiler

İBN SÎNÂ’NIN Şifâ külliyatının Burhân risâlesi Aristoteles’in İkinci Analitikler kitabını yakından takip eder fakat en az iki hususta ondan önemli bir biçimde ayrılır.1 Bu farklılıklar bilimsel araştırma için uygun metodoloji meselesiyle bir bilimin ilk ilkelerinin nasıl elde edildiği sorusu bağlamındadır. Başka bir deyişle bir bilim adamı, daha temel birtakım öncüllerden çıkarsamaksızın tümdengelimci bir bilimin ilk aksiyomlarına ya da hipotezlerine nasıl ulaşır? İbn Sînâ’nın bize söylediği ideal durum, terimler arasında bulunup mutlak tümel kesinliğe imkan veren zâtî ilişki kavrandığında gerçekleşmektedir. İbn Sînâ sonradan, ilk ilkelere ulaşmak için Antik ve Orta Çağ bilim adamları tarafından kullanılan muhtemelen daha ilginç iki metot daha ekler. Bunlar, Aristotelesçi tümevarım (Arapça istikrâ, Yunanca epagôgê) ve araştırma ya da deney (Arapça tecrübe, Yunanca empeiria) metotlarıdır. İbn Sînâ, kendi anladığı şekliyle Aristotelesçi tümevarımı sert bir şekilde eleştirir. Ona göre tümevarım, sağladığını iddia ettiği mutlak, tümel ve kesin önermelere ulaştırmaz. Bunun yerine İbn Sînâ bir bilimsel araştırma aracı olarak deney metodunu geliştirir. Deney, “mutlak” ilkeler sağlayamamasına rağmen, doğa bilimcisi, “koşullu” ve bir bilimde ilk ilkeler olarak işlev görebilen tümel ilkeleri keşfetmek için deneyi kullanabilir.
Anahtar Kelimeler:

.

Methodologies in Medieval Islam

___

  • .