İslam, salt akide veya salt ahlaki ilkeler ve ibadetler düzeni değil, bunun yanı sıra insan ve toplum hayatını ilgilendiren konularda da hükümler koyan bir dindir. Bu durumun bir yansıması da devletler hukuku alanında görülmektedir. Öyle ki, İslam hukukunun ilk tedvininden itibaren, hukukun diğer şubeleriyle beraber devletler hukukuna ait esasların da, Batılı hukukçulardan tam sekiz asır önce tespit edildiğini ve hatta hukuku ilgilendiren ilk müstakil eserlerin bu alanda verildiğini biliyoruz.