Ebû Hanîfe’ye Göre Kur’ân ve Tercümesi

Makalemizde, özellikle kelâm ve fıkıh alanında ortaya koyduğu görüşleriyle İslâm düşüncesine önemli katkılar sunan Ebû Hanîfe’nin Kur’ân’a dair bazı yaklaşımlarını ele aldık. Bu bağlamda onun, Kur’ân’la ilgili dile getirilen çeşitli iddia ve ithamlara onun genel bir tanımını yaparak cevap verdiğini görüyoruz. Bu tarif, daha sonra yapılan Kur’ân tanımları üzerinde etkili olmuştur. Yine o dönemde yeni Müslüman olan ve Arapça bilmeyen bir kişinin namazdaki kıraati kendi dili ile yapıp yapamayacağı hususu da tartışılmıştır. Bu konuda en dikkat çekici ve en çok tartışılan fetva ise Ebû Hanîfe tarafından verilmiştir. Biz de makalemizde özellikle son dönemlerde “Tercüme (Türkçe) Kur’ân” tartışmaları çerçevesinde kullanılan bu fetva ve onunla ilgili yapılan değerlendirmeleri inceleyerek, Ebû Hanîfe’nin tercüme hususundaki asıl görüşünü tespit etmeye çalıştık. Onun diğer görüşleri ışığında yaptığımız araştırmalar göstermektedir ki, Ebû Hanîfe’nin fetvası, belki de hiç aklına gelmeyen, gelmesi mümkün olmayan birtakım konulara kaynak olarak gösterilmiştir

Qur’an And Its Translation For Abu Hanifa

In this article, I discuss some of Abu Hanifa’s approaches to Qur’an, who made great contribution to the Islamic thought especially with his views in the fields of Kalam and Fiqh. In this regard, it is seen that he made a general definition of Qur’an in reply to various claims and allegations regarding it. His definition had an impact on the later definitions of Qur’an. Also, whether a new convert who did not know Arabic could read in his own language in salaat was debated at that time. The most remarkable and discussed fatwa was given by Abu Hanifa with respect to the aforementioned case. Thus, I tried to identify his original views about the translation by analyzing both this fatwa which has been used as a part of the debate around “Translation of Qur’an into Turkish” in recent years, and the evaluations about it. Having studied on his other views regarding Qur’an, my study shows that Abu Hanifa’s fatwa has been used as a main reference for some issues which were not likely to be in his mind.