Gökcisimlerine yolculuğu canlandıran birçok kültüre ait mitolojilerin de ortaya koyduğu gibi, göklere ulaşma ve yıldızları keşfetme arzusu, insanoğlunun düşüncesinde her zaman var olagelmiştir. İnsanlık, çok uzun zamandan bu yana, bu mitleri nasıl gerçeğe dönüştüreceğinin arayışı içindedir. Yörüngedeki gezegenlerin hareketleri konusunda Johann Kepler’in kanunları veya yerçekimi üzerine Isaac Newton’un çalışmaları gibi, 17. Yüzyılın bilimsel keşifleri, uzayda yolculuğun teknik altyapısının hazırlanmasında belirleyici rol oynamış ve bugün hala değerlerini kaybetmemiştir. Uzay, uzay çağının hemen başlangıcından itibaren, barışçıl amaçlarla kullanıma yönelik tüm çağrılara rağmen askerileştirilmiştir. Bu makalede, “barışçıl kullanım” kavramının ışığında, atmosfer-ötesi uzay konusundaki tartışmaları genel çizgileriyle ele alıp; temel uzlaşı ve andlaşmaları sunarak çeşitli askeri ve sivil projeler yanında bu projeler ile uzayın askerileştirilmesi ve silahlandırılması arasındaki bağ üzerinde duracağız.