AvK 44’ün (B) bendinde yer alan “avukatlık ortaklığı” kurumuna ilişkin düzenleme bir yenilik getirmekte ve bu düzenleme ile ilk kez birden fazla avukatın meslekî faaliyetlerini icra amacına yönelik olarak, bir tüzel kişilik bünyesinde bir araya gelebilmelerine imkân tanınmaktadır. Anılan hükmün hayata geçirilmesini sağlamak amacı ile Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanması öngörülen (AvK 44/B-c, 182)4 “Avukatlık Ortaklığı Yönetmeliği” yakın bir tarihte yürürlüğe girmiş ve yine bu kapsamda "Avukatlık Ortaklığı Tip Sözleşmesi” de hazırlanarak (AvK 121/8) yayınlanmıştır. Böylece değişiklik ile birlikte öngörülen uygulamaya yönelik alt yapı hazırlanmış ve mesleğin bir tüzel kişilik bünyesinde birlikte icrasına fiilen imkân sağlanmıştır. Hemen belirtelim ki bu çalışma kapsamında avukatlık ortaklığına ilişkin yasal düzenlemenin hükümleri ayrıntılı olarak inceleme konusu yapılmayacaktır. Burada sadece öngörülen ortaklık tipinin, esasen kişi unsurunun daha hâkim olduğu, ancak ticarî nitelik taşımayan bir şahıs ortaklığına benzediğini ve “avukatlık ortaklığı”na ilişkin bu özel düzenleme ile birlikte kanun koyucunun (serbest muhasebeci, mali müşavir, hekim gibi) birçok serbest meslek sahibi için caiz gördüğü sermaye şirketlerini, avukatlar için açık bir biçimde reddettiğini, bu yaklaşımın da temelinde esasen bir sermaye şirketinin avukatlık mesleği ve avukatın icra ettiği faaliyet ile bağdaşmayacağı düşüncesinin yattığını belirtmekle yetineceğiz.