“Sahte rahim düzenleyemezsiniz”: 1929 Doğum Kontrol Kliniği Baskını ve Erken 20. Yüzyıl Amerika’sında Erkeklik Nosyonundaki Değişiklikler

New York doğum kontrol kliniğinin 1929 polis baskını olayı, erken 20. yüzyıl Amerika’sında doğum kontrolü ile bunun altında yatan erkeklikle ilgili varsayımlar arasında bir bağlantı sunar. People v. Sideriolarak anılan bu olay eskiye sağdık doğum kontrolü karşıtlarını ve yabani erkekliğin Viktoryen inşasını ortaya koyarken, gebelikten korunmayı destekleyenleri ise toplumsal cinsiyet inşası ile ilgili daha modern varsayımlarla ilişkilendirir. Bu hikâye, 20. yüzyılda erkekliğin doğası hakkındaki tutumların yavaş değişimini tasvir etmemizi sağlar. Düşüncelerdeki bu değişimi anlamlandırmak için öncelikle yıllar içinde gelişen ve duruşmaya zemin hazırlayan erkeklik algılarından bahsedeceğim. Daha sonra yapılan baskının hikâyesini ve onu takip eden duruşma sürecini bu algılarla birlikte ele alacağım. Böylece duruşmadaki doktorların ve hemşirelerin dava vekillerinin, doğum kontrolü için cinsiyet rollerinin kamusal algısındaki gerçek değişikliklerini yansıtan tehditkâr olmayan bir durumu -biri halk sağlığı odaklı- nasıl yarattıklarını göstermeyi umuyorum.

“You can’t forge a womb”: The 1929 Birth Control Clinic Raid and Changing Notions of Masculinity in Early 20th Century America

The case of a 1929 police raid of a New York birth control clinic offers a revealing lens into the connection between early 20thcentury Americans’ stances on contraception and their underlying assumptions about masculinity. People v. Sideri suggests that those who opposed birth control adhered to an antiquated, Victorian construction of savage masculinity, while those who supported contraception held more modern assumptions about gender construction. This story thus helps delineate the slow evolution in 20th-century attitudes about the nature of masculinity. To make sense of these changing conceptions, I first describe how perceptions of masculinity developed in the years leading up to the trial. I then present the story of the raid, and the trial that followed, in light of such perceptions. By doing so, I hope to show how the counsel for the doctors and nurses on trial built a non-threatening case for the use of contraception – one based on public health – that reflected real changes in the public understanding of gender roles.