Psikanaliz Işığında Peter Shaffer’ın Küheylan Adlı Eserinde Martin Dysart ve Alan Strang Arasındaki İlişki

Öz İngiliz oyun yazarı Peter Shaffer tarafından yazılan Küheylan (1973) bir psikodramadır ve Shaffer, oyunun temasıyla bütünlük arz eden argümanını okuyucuya ve izleyiciye etkili bir biçimde iletmek için oyununun yazımında ve sahnelenmesinde psikolojik realizmden yararlanır. Oyunda Shaffer; dini tutku, yeni yeni baş gösteren cinsellik ve aşkın bir bütünlük arayışı arasında ezilen ve duygusal olarak huzursuz olan ergen Alan Strang’in hikâyesini anlatır. Bir haber olan hikâyeyi, BBC’de çalışan bir arkadaşından edinen oyun yazarı, haberin detaylarını öğrenmek ve irdelemek yerine modern dünyadaki manevi çöküşe vurgu yapmak ve toplumdaki kısıtlayıcı normları serimlemek maksadıyla oyunu bütünüyle faklı bir bağlama oturtarak yorumlamayı yeğlemiştir. Eserde karşıt ikiliklerden (binary oppositions) yararlanan oyun yazarı, ebeveynlerinden bir tanesi tanrıtanımaz olan diğeri ise aşırı dindar olup oğullarına sürekli çarmıha geriliş hikâyeleri anlatması sonucunda Alan’ın önce nasıl kendine özgü, tutkusunu ifade edeceği bir alan oluşturduğu sonrasında ise çatışan bu değerler sebebiyle oyunun başkahramanı Alan tarafından oluşturulan bu özel alanın genişleyerek yol açtığı olayları anlatır. Ebeveynlerinin çatışan değerleri sebebiyle Alan, tutku ve ilgisini aktarabileceği, kendi psikolojik derinliğiyle harmanlanmış ve efsaneye yaklaşan, kendine özgü tapınma şeklini oluşturur. Alan, çalıştığı ahırdaki atların gözlerini kör etmesine yol açan olaylar silsilesi nedeniyle psikiyatrist Martin Dysart’a götürülür. Bu kısma kadar olaylar zaten yaşanmıştır ve Alan’ın psikiyatriste götürüldüğü an ise hemen hemen oyunun asıl başladığı noktadır. Olayı başlangıçta sıradan bir vakıa olarak değerlendiren Dr. Martin Dysart ilerleyen seanslarda bilincinde olmakla beraber kendi hayatıyla ilgili yüzleşmekten kaçındığı gerçeklerle karşı karşıya gelir. İşinden duyduğu tatminsizlik, hayatındaki yeknesaklık, eşinin kendisine ve çalışmalarına olan kayıtsızlığı bunların en önde gelenleridir. Psikiyatri terimleri olan ve Carl Gustav Jung ve Freud’un haklarında bir birinden farklı (ve kimi zaman çelişen) görüşler belirttiği Aktarım ve Karşıaktarım’ın gerçekleştiği teröpatik oturumlar sırasında, Dysart gerçek bir heyecandan yoksun olan kendi iş ve bireysel yaşamının çoraklığının daha çok ayırdına varır. Dr. Dysart’ı bu farkındalığa iten ise kendi şevksiz hayatı ile tümüyle modern dünyadan kopuk olmakla beraber Alan’ın tutkulu hayatını karşılaştırma fırsatı bulması olmuştur. Öyle ki oyunun bir noktasında bu karşılaştırma olanağı sayesinde Alan Strang’i kıskandığını açıkça itiraf eder. Dysart, Alan’ın anne ve babasının çatışan değerler sisteminin, yaşı itibariyle de buna yatkın hale gelebilecek Alan’ı nasıl yalnızlaştırdığını, ana karakterin küçükken yaşadığı hoş olmayan bir olay sonucunda atlardan uzaklaşmak yerine onlara karşı nasılda -psikolojik bir terim olan -karşıt tepki- geliştirdiğini gözlemler. Alan’ın Jill ile tanışması hastasının atları kör etmesi açısından katalizör görevi gördüğünü anlayan Dysart olaylardaki parçaları yavaş yavaş yerine oturturken kendi yaşamını, işinin toplumsal açıdan işlevini sorgular. Hastasının toplumun algıladığı şekliyle “travmatik” durumundaki parçalar bütüne ulaşma ve sorunu çözme hususunda Dysart’ın gözünde nasıl bir yapbozdaki gibi yerine oturuyorsa, Dysart’ın kendi bireysel ve iş yaşamıyla ilgili parçaları da o ölçüde dağılmakta, birbirinden uzaklaşmaktadır. Dr. Dysart’ın Alan için kırılma noktası teşkil eden Jill ile beraberliğinin imkânsızlığını keşfetmesi ve oyunun sonlarına doğru “hastasına” olayı tekrar yaşatarak onu “tedavi etmesi”; kendisine, seyirciye ve dolayısıyla da bizlere var olan tutkunun yok edilebileceğini fakat olmayan bir tutkunun ortaya çıkarılmayacağını itiraf etmesiyle sonuçlanır. Burada, Dr. Dysart’ın gönderme yaptığı yok edilen tutku Alan’ın bir özelliği iken yine kendisinin açıkça ifade ettiği yoktan var edilemeyen tutku ise kendisininkidir. Oyunun sonunda Dr. Dysart’ın metaforik olarak Alan’ı dizginlerinden kurtarması ve sembolik anlamda bu sefer gemleri artık kendi ağzında hissetmesinin sebebi de tam olarak budur.  Bu vesileyle Peter Shaffer, oyunundaki ana karakter Alan’ın vakıası sebebiyle bocalayan Dr. Dysart aracılığıyla sosyal olarak yapılandırılmış akıllılık, delilik, uygun ve uygun olmayan davranışlar gibi kavramları sorgular ve Alan’ı tedavi etmenin ya da onu toplumun onayladığı davranışlarla aynı konuma getirmenin aynı zamanda gencin tutkusunu söndüreceğini, onu sıradanlaştıracağını ve nihayetinde tıpkı Dr. Dysart gibi tutkudan yoksun bir birey haline getireceğini okuyucuya/izleyiciye hissettirir. Yirminci Yüzyıl İngiliz Tiyatrosu’nun önemli temsilcilerinden olan oyun yazarı, okuyucularının karşısına sosyo-psikolojik bir sorunsalla çıkarken toplum tarafından normalden sapma olarak nitelenen bir bireyin kendine has davranışlarının yine toplumun normları uğruna söz konusu bireyin tutkusunun söndürülüp söndürülmemesi gerektiğini tartışmaya açar. Dahası, Küheylan aracılığıyla Shaffer, kişilerin bireyleşme sürecinde (individuation process) sosyal yapıların aracısı olan özgürlük, Tanrı, pagan ve Hristiyan inancı, gelişme ve hazır kabul edilmişlik, akıllılık ve delilik gibi konulara değinirken, bizlere tartışmaya açtığı konularla ilgili hazır ya da tek boyutlu cevaplar sunmaktan kaçınır ve bu tür cevaplar bulmaktan ya da iletmektense bunları okuyucuya ve izleyiciye bırakarak onları diyalektik bir biçimde konu üzerinde düşünmeye sevk eder. Eser estetik açıdan teatral yoğunluğa/karmaşaya (theatrical complexity) sahip olmakla beraber çeşitli çevrelerden konu seçimi ve bunun sahnede yansıtılması açısından tenkit edilmiştir. Yine de eser konu seçimiyle cesur, yazıldığı dönem açısından da oldukça yenilikçidir.  Çalışma, Psikanaliz’in, Freud’un ve R.D Laing’in çalışmalarını odağa alarak okuyucuları kendi psikolojilerini incelemeye teşvik etmenin yanı sıra Shaffer’ın savlarına ve Alan’ın durumuna ne derece hak verilebileceği üzerinde okuyucuyu düşünmeye de davet eder.    

___

BION, Wilfred R., The Complete Works of W.R. Bion. London: Karnac Books, 2014