Kamuran Şipal'in Küçük İnsanları

Türk öykücülüğünde Memduh Şevket Esendal’ın sıradan insanları ve olayları anlatan Çehov tarzı hikâyeleriyle bir kırılma yaşanmıştır. 1930’larda Vakit gazetesi çevresindeki sanatçılarla yeni gerçekçi bir hikâyenin yolu açılmış, Sabahattin Ali toplumcu duyarlılıkla öykülerinde “sıradan insanlar”ın dünyasını anlatmıştır. Sait Faik Abasıyanık her gün etrafımızda görebileceğimiz, akılda kalıcı, sarsıcı, dikkat çekici özellikleri olmayan “küçük insanlar”ın günlük yaşamımızda farkına bile varmadığımız hayatlarını, mücadelelerini öykülerinde yansıtmıştır. Böylece onunla bu kavram Türk öykücülüğüne girmiş ve ileriki yıllarda küçük dünyasında, kişisel sorunlarıyla uğraşan, toplumsal meselelerle ilgilenmeyen bu figür öykülerin başkişi hâline gelmiştir. Orhan Kemal de bu çizgiyi devam ettirmiş ve ekmeğinin peşinde koşan ırgat, memur, hamal vb.leriyle Türk öykücülüğünün “sokağa açılan penceresi” olmuştur. Sabahattin Kudret Aksal, Oktay Akbal vb. isimlerin öykülerinde de görülen bu figür, 1940’ların şiirinde Garip’le Türk şiirinde de görülmüş ve kendine geniş bir alan açmıştır. Türk edebiyatında bu şekilde ortaya çıkan, yaşama sevincine bağlı kanaatkâr, toplumsal sorunlara kafa yormayan, alt ve orta sınıftan gelen, gündelik dertleriyle meşgul, tevekkül sahibi, mücadele ruhundan yoksun olup büyük kentlerin sokaklarında karşımıza çıkan “küçük insan”ı Kâmuran Şipal’in öykülerinde de görmek mümkündür. Yazar onları maddi endişeleriyle, aile içi sorunlarıyla, geçmişe duydukları özlemleriyle, yalnızlıklarıyla ve sıradan olaylardaki duygusallıklarıyla ele almıştır. Öykülerde zaafları, avarelikleri, hassasiyetleriyle anlatılan bu kişilerin ne özel isimleri ne de idealize edilmiş bir yönleri verilmiştir. Büyük kentlerin kalabalıklarında haksızlığa uğradıklarında tavır koyamayan; boyun eğerek sürüklenen; iletişim sorunları yaşayan; sessiz, yenik, tutunamayan hâlleri üzerinde durulmuştur. Alt ve orta gelir düzeyindeki halk tabakasına mensup olsalar da bazılarının aydın kişilikleri vurgulanmıştır. Örnek metin incelenmesini kullanacağımız çalışmamızda Şipal’in hikâyelerindeki “küçük insanlar”ı maddi endişeler, aile hayatı, geçmişe özlem, yalnızlık ve diğer meseleler etrafında ele alıp onların yaşamından kesitlerin öykülerde nasıl ve hangi bağlamda işlendiği değerlendirilecektir.

KAMURAN ŞİPAL'S "ORDİNARY PEOPLE"

Türk öykücülüğünde Memduh Şevket Esendal’ın sıradan insanları ve olayları anlatan Çehov tarzı hikâyeleriyle bir kırılma yaşanmıştır. 1930’larda Vakit gazetesi çevresindeki sanatçılarla yeni gerçekçi bir hikâyenin yolu açılmış, Sabahattin Ali toplumcu duyarlılıkla öykülerinde “sıradan insanlar”ın dünyasını anlatmıştır. Sait Faik Abasıyanık her gün etrafımızda görebileceğimiz, akılda kalıcı, sarsıcı, dikkat çekici özellikleri olmayan “küçük insanlar”ın günlük yaşamımızda farkına bile varmadığımız hayatlarını, mücadelelerini öykülerinde yansıtmıştır. Böylece onunla bu kavram Türk öykücülüğüne girmiş ve ileriki yıllarda küçük dünyasında, kişisel sorunlarıyla uğraşan, toplumsal meselelerle ilgilenmeyen bu figür öykülerin başkişi hâline gelmiştir. Orhan Kemal de bu çizgiyi devam ettirmiş ve ekmeğinin peşinde koşan ırgat, memur, hamal vb.leriyle Türk öykücülüğünün “sokağa açılan penceresi” olmuştur. Sabahattin Kudret Aksal, Oktay Akbal vb. isimlerin öykülerinde de görülen bu figür, 1940’ların şiirinde Garip’le Türk şiirinde de görülmüş ve kendine geniş bir alan açmıştır. Türk edebiyatında bu şekilde ortaya çıkan, yaşama sevincine bağlı kanaatkâr, toplumsal sorunlara kafa yormayan, alt ve orta sınıftan gelen, gündelik dertleriyle meşgul, tevekkül sahibi, mücadele ruhundan yoksun olup büyük kentlerin sokaklarında karşımıza çıkan “küçük insan”ı Kâmuran Şipal’in öykülerinde de görmek mümkündür. Yazar onları maddi endişeleriyle, aile içi sorunlarıyla, geçmişe duydukları özlemleriyle, yalnızlıklarıyla ve sıradan olaylardaki duygusallıklarıyla ele almıştır. Öykülerde zaafları, avarelikleri, hassasiyetleriyle anlatılan bu kişilerin ne özel isimleri ne de idealize edilmiş bir yönleri verilmiştir. Büyük kentlerin kalabalıklarında haksızlığa uğradıklarında tavır koyamayan; boyun eğerek sürüklenen; iletişim sorunları yaşayan; sessiz, yenik, tutunamayan hâlleri üzerinde durulmuştur. Alt ve orta gelir düzeyindeki halk tabakasına mensup olsalar da bazılarının aydın kişilikleri vurgulanmıştır. Örnek metin incelenmesini kullanacağımız çalışmamızda Şipal’in hikâyelerindeki “küçük insanlar”ı maddi endişeler, aile hayatı, geçmişe özlem, yalnızlık ve diğer meseleler etrafında ele alıp onların yaşamından kesitlerin öykülerde nasıl ve hangi bağlamda işlendiği değerlendirilecektir.

___

  • ALANGU, T. (1968). Cumhuriyetten Sonra Hikâye ve Roman (Cilt-I).İstanbul: İstanbul Matbaası.
  • ENGİNÜN, İ. (2016). Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı. İstanbul: Dergâh Yayınları.
  • FERAHLI, B. (2012). “Ruhun Zamanı”, Dünyanın Öyküsü. (Dosya: Kamuran Şipal),(6),108-113.
  • KAPLAN, M. (2008). Şiir Tahlilleri-II. İstanbul: Dergâh Yayınları.
  • KORKMAZ, R. (2012). Yeni Türk Edebiyatı El Kitabı. Ankara: Grafiker Yayınları.
  • LEKESİZ, Ö. (1997). Yeni Türk Edebiyatında Öykü-3. İstanbul: Kaknüs Yayınları.
  • OKTAY, A. (1993). Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı 1923-1950. Ankara: Etiş Yayıncılık.
  • SAZYEK, H. (1999). Cumhuriyet Dönemi Türk Şiirinde Garip Hareketi. İstanbul: Türkiye İş Bankası Yayınları.
  • ŞİPAL, K. (2009). Gece Lambalarının Işığında-Toplu Öyküler. İstabul: Yapı Kredi Yayınları.
  • TANPINAR, A.H. (1992). Edebiyat Üzerine Makaleler. İstanbul: Dergâh Yayınları.
  • TOSUN, N. (2018). Öykümüzün Kırk Kapısı. İstanbul: Dedalus Yayınları.
  • TOSUN, N. (2016). Öykümüzün Sınır Taşları. İstanbul: Dedalus Yayınları.
  • YALÇIN, M. (ed.). (2010). Tanzimattan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi (3. Baskı). (Cilt : 1/2). İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.