İnsan, dünyanın bütünüyle ve evrensel olayların hepsiyle ilgili olmasının yanında içinde yaşadığı daha küçük çevre ve mekânla da oldukça ilgi içindedir. İçinde bulunduğu mekân ve çevre dünya görüşünü, dini ve manevi tecrübesini etkilemektedir. Örneğin Hristiyanlar için Roma ve Kudüs, Yahudiler için Kudüs ve Müslümanlar için Kâbe ve Kudüs önemli ibadet yerleridir. Bu mekânlar insanların zihinlerinde, anlam dünyalarında ve dini-manevi tecrübelerinde büyük izler bırakmaktadır. Ekolojik çevre bağlamda, eser bireylerin dini ve manevi tecrübeleri ile çevreleri (mekan) arasındaki ilişkilerini incelemektedir. Bu kitap, temelde insanın yaşadığı ve zihin dünyasında önemli olan kutsal yerleri, mekân, çevre ve din psikolojisi açısından açıklamaya ve incelemeye çalışmıştır. Araştırmacılar, mekân ve din psikoloji arasındaki ilişkinin, ihtiyaçları karşılamada ve kutsal olarak algılanan nesnelerle bağlarının devam etmesinde, anlamlı ilişki deneyimleri oluşturmasında insanların anlayışlarını, zihinsel düşünce yapılarını ve tecrübelerini nasıl etkilediğini ve motive ettiğini açıklamaya çalışmışlardır. Bu çalışma mekân (çevre) ve dini deneyimler arasındaki ilişkilere yönelik tartışmaları ilk kez gündeme getirdiği iddiasındadır. Bütüncül olarak bakıldığında kitabın bölümlerinde, coğrafi bölgelerin ve kutsal yerlerin bir aracı olarak günlük yaşamda anlam oluşturması, pro-sosyal davranışlar sergilenmesi ve psikolojik uyum sağlanmasında insanın tecrübe ve dini-manevi deneyimlerini nasıl oluşturduğuna dair görüşlere yer verilmektedir.