ÍSLÂM BORÇLAR HUKUKUNDA TAKAS ÍŞLEMÍ

Modern hukuk sistematiği içerisinde borçlar hukuku, Medeni hukukun önemli bir bölümünü teşkil etmektedir.İslâm hukuk sistematiğinde de daha çok Muâmelât genel başlığı altında ele alınan borçlar hukuku, fıkıh kitaplarında oldukça geniş bir şekilde yer alır. Hem modern hukukta hem de İslâm hukukunda borçlar hukukuna geniş bir yerin ayrılmış olması bu hukuk dalının önemine de işaret etmektedir. Hukuk tarihinde borçlar hukuku ile ilgili esasların 2000 yıl kadar önce Romalılarda görüldüğü yazıyorlarsa da, şüphesiz bu tarih, borçlar hukukunun teorik yönüyle yani yazıya geçirilmesi ile ilgilidir. Bu esasların uygulanışı ise insanlık tarihi kadar eskidir. Bir başka ifadeyle, insan topluluğunun olduğu her yerde borç ilişkisi kaçınılmaz olarak var olagelmiştir. Çünkü borç, en basit tarifiyle "bir şahsı (borçluyu ), diğer bir şahsa ( alacaklıya ) bir edimi yerine getirme (bir şey verme, yapma veya yapmama) yükümlülüğü altına sokan hukûkî bir bağdır”1. Bu tariften hareketle diyebiliriz ki, borç ilişkisi içerisine girmeden bir gün geçirmek hemen hemen mümküm değildir. Zira borçlar hukuku, insanların iktisadi münasebetlerinin hukuk açısından görünüşünü aksettirmektedir2. 

ÍSLÂM BORÇLAR HUKUKUNDA TAKAS ÍŞLEMÍ

Modern hukuk sistematiği içerisinde borçlar hukuku, Medeni hukukun önemli bir bölümünü teşkil etmektedir.İslâm hukuk sistematiğinde de daha çok Muâmelât genel başlığı altında ele alınan borçlar hukuku, fıkıh kitaplarında oldukça geniş bir şekilde yer alır. Hem modern hukukta hem de İslâm hukukunda borçlar hukukuna geniş bir yerin ayrılmış olması bu hukuk dalının önemine de işaret etmektedir. Hukuk tarihinde borçlar hukuku ile ilgili esasların 2000 yıl kadar önce Romalılarda görüldüğü yazıyorlarsa da, şüphesiz bu tarih, borçlar hukukunun teorik yönüyle yani yazıya geçirilmesi ile ilgilidir. Bu esasların uygulanışı ise insanlık tarihi kadar eskidir. Bir başka ifadeyle, insan topluluğunun olduğu her yerde borç ilişkisi kaçınılmaz olarak var olagelmiştir. Çünkü borç, en basit tarifiyle "bir şahsı (borçluyu ), diğer bir şahsa ( alacaklıya ) bir edimi yerine getirme (bir şey verme, yapma veya yapmama) yükümlülüğü altına sokan hukûkî bir bağdır”1. Bu tariften hareketle diyebiliriz ki, borç ilişkisi içerisine girmeden bir gün geçirmek hemen hemen mümküm değildir. Zira borçlar hukuku, insanların iktisadi münasebetlerinin hukuk açısından görünüşünü aksettirmektedir2.