ORHAN PAMUK’UN MASUMİYET MÜZESİ ROMANINDA BABA-OĞUL İLİŞKİSİ

Öz Baba-oğul ilişkisi edebiyatta sıkça işlenen bir temadır. Roman öncesi dönemde arkaik örneklerine rastlanan bu tema, romanın bir tür olarak ortaya çıkmasıyla birçok edebiyatçı ve romancı tarafından değişik boyutlarıyla ele alınmıştır. Benzer bir durum Türk Edebiyatı için de geçerlidir. Özellikle gelenekçi-modern, Doğu-Batı vb. karşıtlıklar etrafında şekillenen bu baba-oğul ilişkisinin temel özelliği kopuk, gergin ve çatışmalı bir karakter taşımasıdır. Tanzimat’tan günümüze uzanan süreç içerisinde, roman geleneği baba-oğul ilişkisinin genellikle bu yönüne odaklanmıştır. Aynı şey Orhan Pamuk’un ilk romanları için de söylenebilir. Fakat Orhan Pamuk, Masumiyet Müzesi ile birlikte baba-oğul ilişkisini tersyüz eder ve uyumlu, duygusal yönü güçlü, olumlu bir baba-oğul ilişkisi kurgular. Pamuk’un Nobel Edebiyat Ödülünü alırken yaptığı konuşmasından (Babamın Bavulu) ve babasının vefatıyla yaşadığı duygusal süreçten izler taşıyan bu değişim oldukça çarpıcıdır. Bu bağlamda Masumiyet Müzesi’ndeki Mümtaz Bey ile oğlu Kemal arasındaki uyum yalnızca Pamuk’un önceki romanlarındaki gergin, kopuk, sorunlu ve çatışmalı baba-oğul ilişkisini tersyüz etmekle kalmaz, Türk romanının bu kadim temasına da farklı bir bakış açısı getirir.

Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi Romaninda Baba oğul ilişkisi

Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi-Cover
  • ISSN: 1304-8880
  • Yayın Aralığı: Yılda 2 Sayı
  • Başlangıç: 2013
  • Yayıncı: Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi