Klâsik Türk Şiirinde “Ashâb-ı Kehf”: İslâmî’nin Mesnevisi Örneği

Ashāb-ı Kehf kutsal kitaplarda, bazı dinî metinlerde ve mitoslarda anlatıla gelmiştir. Konuyla ilgili yaptığımız araştırmalar neticesinde kanaatimizce, geçmişi yüzlerce yıl geriye giden “Ashāb-ı Kehf” kıssası, Divān Şiirinde, çoğu kez beyitlerde telmih yoluyla, kimi kez de müstakil bir eserde karşımıza çıkmaktadır. Nitekim XV. yy. şairlerinden İslāmî’nin yazdığı bir mesnevide kıssa bütünüyle anlatılmıştır. Söz konusu metin, kıssanın Türk kültürü ve edebiyatında aldığı biçimi yansıtmaktadır.Dil ve Edebiyat kültürün en güçlü yapı taşlarındandır. Bu sebeple kültürlergeleceğe büyük ölçüde dil ve edebiyat eserleriyle ulaştırılır. Nitekim Türk kültürünün tarih sahnesindeki izleri çoğu zaman dil ve edebiyat eserleriyle delillendirilebilmektedir. Üstelik bu izler tarihçinin bilerek ya da bilmeyerek ihmal ettiği, ancak kültür ve bilim hayatı için son derece önemli ayrıntılar olabilmektedir. MeselÀ, toplumun tarih içerisinde yaşayış biçimi, maddì, manevì ihtiyaçları ve inanç sistemi sanatın da tılsımından yararlanmak suretiyle dil ve edebiyat ürünleri vasıtasıyla zamanımıza aktarıla gelmiştir. Edebì metinlere de konu olan AshÀb-ı Kehf kıssası bunlardan biridir.

“AshÀb-ı Kahf” In The Classical Turkish Poetry : An Example of İslÀmì’s Mathnawì

The story of AshÀb-ı Kahf has been depicted in holy scriptures, certain religious texts and mythological narrations. According to the findings we arrived at as a result of our researches the history of AshÀb-ı Kahf’s story goes to hundreds of years back. In divÀn (the classical Turkish poetry) poetry sometimes it appears in couplets in the form of allusions, sometimes in exclusive works dedicated to it. Thus, in the mathnawì of XV th century poet IslÀmì the complete story has been narrated. This text reflects the form of the story as it took place in the Turkish culture and literature.