TEMMUZ-ARALIK 2011 Türkiye\'de Yayınlanan Yeni Kitaplar

anlamda yeniden ele alınıyor. Bu yeni çalışmaların ortak yönünün dönemi Doğu - Batı ikilemine daya- lı bilgi rejimlerinin dışına çıkarak okumak olduğu ileri sürülebilir. Göksun Akyürek de elinizdeki çalış- masında, mimarlık tarihi anlatılarında bir tür karanlık çağ olarak görüldüğünü ileri sürdüğü bu dönemi, doğru bilginin kuruluşuna ilişkin bir süreç olarak ele alıyor. Akyürek, bir yandan öznesi çoğunlukla mer- kezi yönetim olan bu dönemin mimari pratiklerini incelerken, diğer yandan bu mimari pratiklere para- lel olarak geliştirilen söylemsel deneyimi aktarıyor. Böylece bilginin ve onu işleyen zihniyetin değişimi de bazı ilginç mimari durumlar eşliğinde gözler önüne seriliyor. Akyürek, ilk Osmanlı üniversitesi ol- duğu iddia edilen Darülfünunun inşaat sürecini, 1863 yılında İstanbul’da hızla inşa edilerek açılışı yapı- lan Sergi-i Umûmî-i Osmâni binalarını ve kentin yeniden inşa sürecinin bir parçası olarak bu eşikte keş- fedilen İstanbul’un Bizans mirasına yönelik sınırlı restorasyon çalışmalarını incelerken, yeni bir bilgi alanının kuruluşunu özneler, söylem ve mimari pratikler bağlamında değerlendiriyor. Kitaba yazdığı Önsözde Uğur Tanyeli’nin de belirttiği gibi Akyürek’in kitabı vaatleri de olan bir metin. Tüm iyi metin- ler gibi, kapsadıkları kadar, dolayımla akla getirdikleriyle ve harekete geçirdiği düşünme imkânlarıyla da önemli

TEMMUZ-ARALIK 2011 Türkiye\'de Yayınlanan Yeni Kitaplar