21. Yüzyılda Zonguldak Maden İşletmelerinde Çalışma Hayatı: Bir Kesit-Tek Gerçek

1980 sonrasında talep yanlı ekonomi politikaların terk edilip, arz yanlı ekonomi politikaların uygulanmaya başlanmasıyla birlikte emek denetim ve kontrol mekanizmaları da köklü dönüşüme uğramaya başlamıştır. Türkiye’de ise 24 Ocak 1980 sonrasında ihracata dayalı sanayileşme politikalarının uygulanmaya konması beraberinde toplumsal muhalefetin, 12 Eylül 1980 askeri darbesi ile bastırılması sonrasında arz yanlı-yeni iktisadi model, hayat bulmaya başlamıştır. Böylece ücretler bastırılmış, demokratik hak ve özgürlükler kısıtlanmış, özelleştirme ve ticarileştirme uygulamaları başlatılmış, kamu harcamaları daraltılmış, çalışma hayatı esnekleştirilmiş böylelikle geçici çalışma, taşeron-fason çalışma, güvencesiz-enformel çalışma, yaşam biçimi olmaya başlamıştır. Bununla birlikte dünün meşru olmayan çalışma biçimleri de 2000’li yıllarda hukuki meşruluğu, yeni çalışma yasasıyla sağlanmıştır. Böylece tüm sektörler esnekleştirme uygulamalarına tabi olmaya başlamıştır. Özellikle Kamu İktisadi Teşekkülleri’n KİT harcamalarının kısıtlanmasına, ticarileştirme ve özelleştirme uygulamalarına ve esnekleştirme politikalarına devlet eliyle yüz yüze bırakılan kesim olmuştur. En fazla etkilenen ise KİT’n bulunduğu bölge halkı ve emekçiler olmuştur. Zonguldak ili, 1980’lere kadar kara elmas olarak tabir edilen taşkömürü ile özdeşleşmiş Türkiye Taşkömürü Kurumu İşletmeleri TTK anılan bir mekân olma özelliğini taşımaktaydı. Oysa bugün Zonguldak; doğal güzellikleri ve turistik mekânları öne çıkan, bununla birlikte özel elektrik enerjisi üreten firmaların ve özel taşkömürü çıkarak işletmelerin yatırım yaptığı ve ayrıca kaçak ocaklarıyla dikkat çeken bir mekân olmuştur. Değişim örüntülerinin dikkat çekmesiyle birlikte çalışmamızda 1980 sonrasında Zonguldak ilçelerinde ve beldelerinde Çatalağzı, Kilimli, Kırımsa, Karadon maden işletmelerinde çalışma hayatının dönüşüm koşulları incelemeye tabi tutulmuştur. Karadon’da TTK yöneticileri ile iki özel sektör Kilimli ve bir kaçak ocak Kırımsa sahibi ile derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Ayrıca çalışma hayatının dönüşümünde direkt etkilenen TTK, özel sektör ve kaçak ocakta çalışan toplam 32 işçiyle ile derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Diğer taraftan madenci ailelerin evlerinde ve kahvehanelerde sohbetlerle bölgedeki değişim koşulları hakkında ayrıntılı bilgi edinilmeye çalışılmıştır. Böylece çalışmamızda çoklu teknikler kullanarak sosyal alana ilişkin değişim koşullarının tüm gerçekliği ile algılamaya, anlamaya ve açıklanmaya çalışılmıştır

Mechanisms for supervision and controlling on labour faced with radical transformations following replacement of supllyside economy policies with demand-side economy policies after 1980. In Turkey, however, the new supply-side economics started to wake thanks to the suppression of labour movement and social opposition after military coup in September 12, 1980 which was a structural consequence of export-based industrial policies which were introduced following Cabinet Decisions dated January 24th, 1980. In this way, pressures on wages were incredibly increased, democratic rights and freedoms were restricted, commercialization and privatization of public enterprises gained momentum, public expenditures tightened and working life was flexiblized by openning the way for temporary working, subcontracting and informality to the effect that precarious working became a dominant practice for laborers. Notwithstanding, the legitimation of work practices which had traditionally been assumed as illegitimate for decades came with the new labour law. Thus, all sectors started to be subject to flexiblity. It was the public enterprises KITs which were the main drawees of tightening expenditures in state enterprises, commercialization, privatization and flexiblization. However laborers and peoples who work and live in the regions where these KITs were located were among those most affected groups. Zonguldak city had traditionally been known as a space of black coal which was identified with the name of Turkish Enterprises of Black Coal TTK till 1980s. However, today the same Zonguldak has turned to a city where clandestine mines are patrolling, private mining and energy corporations are showing off in addition to the changed face of the city with the popularity of its natural beauties and touristic places. In this study, it is aimed to analyse transformation conditions of working life in mine enterprises of Zonguldak Çatalağzı, Kilimli, Kırımsa, Karadon after 1980 with a particular focus on transformation patterns. In the context of study, a number of depth interviews were made including the ones with TTK executives in Karadon; two interviews with private enterprises in Kilimli; and an interview with the owner of a clandestine mine in Kırımsa. Moreover, total 37 mine workers who work in TTK, private mine corporations and a clandestine mine were also interviewed who were primarily and directly affected from the transformations of working life in the region. On the other hand, study also aimed to gather information on the conditions of this change in the region through informal chats at cafes and homes of the families of mine workers. Thus, study focused to understand, perceive and explain the realities of the conditions of change in social field by using multiple techniques