Candaroğlu İsmail Bey ve Medresesi (1419-1479)

Malazgirt savaşından sonra Bizans sınırlarına Uç beyi olarak yerleştirilen Türkmen Beyleri, Anadolu Selçuklularının Kösedağ Savaşında Moğollara mağlup olması; daha sonra ailede başlayan taht kavgalarından yararlanarak merkezi otoriteye bağlılıklarını zayıflatmış ve Moğolların da desteğiyle müstakil devlet gibi hareket etmeye başlamışlardır. Bunlardan biri de Şemseddin Yaman Candar tarafından kurulan Candaroğulları’dır. Babası İbrahim Bey’in 1443 yılında vefatıyla yönetime geçen ve 10. Candaroğulları Beyi olan İsmail Bey, yaklaşık yirmi senelik iktidarında beyliğini ekonomik, siyasi ve bilimsel açıdan geliştirmiş, kurmuş olduğu vakıf eserleri ile eslafının izinden gitmiştir. Yaptırdığı medrese ve kütüphane ile ilmi açıdan Kastamonu’nun cazibe merkezi olmasına vesile olmuş, beylik merkezini dönemin meşhur ulemanın uğrak yeri haline getirmiş, Vakfiye Medresesinde Hanefi Fıkhının okutulması koşulunu koyarak da bir sistemin öncüsü olmuştur. Kendisi de alim bir şahsiyet olan İsmail Bey, telif ettiği “Hulviyât-ı Sultânî” adlı ilmihal tadındaki Türkçe Fıkıh eserini telif ederek yaşadığı asrın ve sonraki zamanların aranan yapıtı olmasını sağlamıştır. Bu makalede beyliğin kuruluşundan başlayarak son Candaroğulları Beyi ve aynı zamanda âlim bir zat olan İsmail Bey’in hayatı, vakıf eserleri ve medresesi ile kütüphanesi hakkında bilgi verilerek medresesinde görev yapmış olan bir kısım müderrisin hayatına değinilecektir.

___

  • Abdulkadiroğlu, Abdülkadiroğlu. “Candaroğlu İsmail Bey ve Hulviyyât-ı Sultânî Adlı Eseri Üzerine Notlar”. Türk Tarih ve Kültüründe Kastamonu, Tebliğler, 19-21 Ekim 1988, 43-54
  • Aşıkpaşazâde, Ahmed. (889/1484'ten sonra), Osmanoğulları’nın Tarihi. (çev. Kemal Yavuz, M. A. Yekta Saraç). İstanbul: Koç Kültür Sanat Tanıtım, 2003.