Zâtî'nin Nasihatname Kasidesinin İncelenmesi

Nasihat, bir konuda eksikliğin giderilmesi, doğru olmayan bir durumun belirtilmesi ve doğrusunun izah edilmesi için söylenen sözlerdir. Edebiyatımızda bu sözlerin bir arada toplanılmasıyla “Nasîhatnâme” türü ortaya çıkmıştır. Ortaya çıktığı ilk zamandan itibaren yaşam koşullarının değişmesiyle birlikte nasihatlerin konusunda da değişiklik meydana gelmiştir. Devlet yönetiminden padişahın memleketi ve halkı adına olan tutumlarına, insanların sosyal hayatındaki davranışlarından ahiret hayatında arzuladığı refahlık için yapılması gerekenlere kadar birbirinden farklı konular nasihat edilmiştir. Bu çalışmada Orhan Kurtoğlu tarafından hazırlanan “Zâtî Dîvânı Gazeller Dışındaki Şiirler” adlı eserde bulunan ve kime yazıldığı kesin şekilde tespit edilemeyen “Nasihatname” başlıklı dört kasideden biri incelenmiştir. Yaradılışındaki kudret ve sözündeki hüner sayesinde yaşadığı dönemde üstat kabul edilen Zâtî, sözündeki bilgiden ve kıymetten istifade etmek isteyen genç şairler için âdeta canlı bir edebî kaynak olmuştur. Remil dükkânının edebî muhit hâline gelmesiyle eli kalem tutan genç ve hevesli şairlerin talebe gibi Zâtî’nin ağzından çıkan sözler sayesinde meziyet öğrenmeleri Zâtî’nin üstatlığının göstergesidir. Etrafındaki insanlarla konuşurken sözü doğru yerde ve üslupla ifade ederek lafını sakınmadan açıkça beyan etmesi sözlerindeki anlamların ders niteliğinde olduğunu desteklemektedir. Yazmış olduğu şiirlerinde de bu meziyetini görmek mümkündür. İncelenen kasidede Zâtî’nin öğütlerinin memduhu kasten belli olmayarak hem devrin hükümdarına hem de okuyucu/dinleyiciye hitap ettiği tespit edilmiştir. Hükümdar adına halkının ve devletinin lehine olabilecek şekilde nasihatlerde bulunurken okuyucu/dinleyici kişi için ise iki dünyada da arzuladığı huzuru ve mutluluğu görebilmek adına yapması gerekenler öğütlenmiştir.

An Examining on Zâtî’s Nasihatname

Advices (nasihat) are the words which spoken to make up for a deficiency, toindicate an inaccurate situation and to clarify the truth. In our literature, the "Nasîhatnâme" type has emerged with the collection of these words. From the first time it appeared, there has been a change in the subject of advice with the change of living conditions. In the Nasîhatnâmes, different topics have been adviced such as from the state administration to the attitudes of the sultan on behalf of country and people and from the behavior of people in their social life to what to do for wishes of well-being in the afterlife. From the state administration to the attitudes of the sultan on behalf of country and people, from the behavior of people in their social life different topics have been suggested, such as what to do for wishes of well-being in the afterlife. In this study, one of the four eulogies titled "Advice," which is included in the work "Poems Outside the Zâtî Dîvânı Gazelles" prepared by Orhan Kurtoğlu and whose written name cannot be determined precisely, has been examined. Zati, who was accepted as a scholar throughout his life thanks to the greatness of his creation and the power of his word, he has been an instructor for young poets who want to learn the knowledge and value in his word. After the remil shop (fortune teller shop) turned into a place of education, young aspiring poets learn skills like students, thanks to Zati's words that are a sign of his expertise. Expressing the word in the right place and style while talking to the people around and speaking his word without shame shows that the meaning of his words is in the nature of a lesson. It is possible to see this talent in the poems he wrote. In the kasida, it was determined that Zâtî's advice addressed both the ruler of the period and thereader/listener. While the owner was not certain, advice was given on behalf of the Sultan, for the benefit of her nation and state, while the reader / listener was advised what to do in order to see the peace and happiness they desired in both worlds.

___

  • Armutlu, Sadık (2018), “Zâtî: Hayatı, Kişiliği, Sanatı ve Eserleri”, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S.22 (Özel Sayı 2), s.1935-1958.
  • Armutlu, Sadık (2014), Şu’arâ Hocası Mâder-zâd Bir Şair: Zâtî, Doğu Esintileri (2), s.77-136.
  • Coşkun, Vildan S. (2017), Zâtî Divanı’na Göre 16. Yüzyılda Sosyal Hayat, İstanbul: Erdem Yay.
  • Çağrıcı, Mustafa (2006), “Nasihat”, İslam Ansiklopedisi, İstanbul: TDV Yay., C.32, s.408-409.
  • Çapan, Pervin (2002), “Zâtî Dîvânı’nda Edebî Tenkid ve Değerlendirmeler”, MÜ SBE Dergisi, 10. Yıl Özel Sayısı, S.8, Bahar, s.11-48.
  • Devellioğlu, Ferit (2006), Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Ankara: Aydın Kitabevi.
  • Dilçin, Cem (1983), Yeni Tarama Sözlüğü, Ankara: Türk Dil Kurumu Yay.
  • Mengi, Mine (2017), Eski Türk Edebiyatı Tarihi, Ankara: Akçağ Yay.
  • Nazik, Sıtkı (2015), Klasik Türk Şiirinde Cennet ve Cehennem, Elazığ: Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi.
  • İpekten, Halûk (1996), Divan Edebiyatında Edebî Muhitler, İstanbul: Millî Eğitim Bakanlığı Yay.
  • Tökel, Dursun Ali (2016), Divan Şiirinde Şahıslar Mitolojisi, İstanbul: Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Yay.
  • Uçan Eke, Nagehan (2009), “Zâtî’nin Şiirlerinde İlim”, Turkish Studies (4/2), s.330-359.
  • Uçan Eke, Nagehan (2013), Nâ’ilî’nin Gazellerinin Şerhi ve Yapısalcılık Açısından İncelenmesi, Muğla: Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi.
  • Uludağ, Süleyman (2016), Tasavvuf Terimleri Sözlüğü, İstanbul: Kabalcı Yay.
  • Pala, İskender (2003), Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü, İstanbul: L&M Yay.
  • Pala, İskender (2006), “Nasihatname”, İslam Ansiklopedisi, İstanbul: TDV Yay., C.32, s.409-410.
  • Sami, Şemseddin (2015), Kamus-ı Türkî, Ankara: Türk Dil Kurumu Yay.
  • Onay, Ahmet Talât (2021), Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar ve İzahı, haz. Prof. Dr. Cemal Kurnaz, İstanbul: Bilge Kültür Sanat Yay.
  • Zâtî (2017), Zâtî Dîvânı (Gazeller Dışındaki Şiirler), haz. Orhan Kurtoğlu, https://ekitap.ktb.gov.tr/Eklenti/56164,zati-divanipdf.pdf?0 (e.t. 15.12.2021).
  • (URL-1), https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Ahz%C3%A2b-suresi/3589/56-ayet-tefsiri, (e.t. 25.03.2022).