Yoğunlaşan şiddet ortamının edebiyata yansıması sıra dışı bir durum değildir, yazarlar içinde bulundukları toplumun sorunlarını kaleme alırken bir yandan da tepkisel bir dil oluşturarak konuyla ilgili farkındalık yaratmaya çalışmaktadırlar. Bu durum kadın yazarların eserlerinde daha yoğun biçimde görülmektedir. Söz konusu eserlerde ifade edilen şiddet sahneleri toplumsal bilinci dönüştürmeyi amaç edinirken son dönemde edebiyatımızda zayıflamış olan sosyal sorumluluk, fayda, eğitim işlevlerini de yeniden ön plana çıkarmıştır. Dolayısıyla edebî eserler, bir yandan şiddete uğrayan kadınların sesi olmayı amaçlamakta, diğer yandan toplumu değiştirmeye çalışmaktadır. Edebiyat bu değişimin içselleştirilerek, süreç içerisinde gerçekleşmesini sağlayacak en önemli araçlardan biridir.

Yoğunlaşan şiddet ortamının edebiyata yansıması sıra dışı bir durum değildir, yazarlar içinde bulundukları toplumun sorunlarını kaleme alırken bir yandan da tepkisel bir dil oluşturarak konuyla ilgili farkındalık yaratmaya çalışmaktadırlar. Bu durum kadın yazarların eserlerinde daha yoğun biçimde görülmektedir. Söz konusu eserlerde ifade edilen şiddet sahneleri toplumsal bilinci dönüştürmeyi amaç edinirken son dönemde edebiyatımızda zayıflamış olan sosyal sorumluluk, fayda, eğitim işlevlerini de yeniden ön plana çıkarmıştır. Dolayısıyla edebî eserler, bir yandan şiddete uğrayan kadınların sesi olmayı amaçlamakta, diğer yandan toplumu değiştirmeye çalışmaktadır. Edebiyat bu değişimin içselleştirilerek, süreç içerisinde gerçekleşmesini sağlayacak en önemli araçlardan biridir.