İnsanlığın En Eski Tapınağı Göbeklitepe Teolojik Olarak Bize Ne Söyler?

Öz Göbeklitepe arkeologlara göre, insanlığın en eski tapınaklarından biridir. Bu çalışmada on iki bin yıl öncesine dönerek hem bu yapı hakkında bilgi vermeye çalışacağız hem de bu yapının teolojik ve felsefi çağrışımlarına dikkat çekerek bir yorum denemesinde bulunacağız. Araştırmamız da, Göbeklitepe'yi arkeoloji ve sanat tarihi açısından değil de din felsefesi ve dini sembolizm açısından inceleyeceğiz. Araştırmamızda arkeoloji ve tarihi coğrafyanın bize sağladığı verilerden yararlandık. Çalışmanın temel amacı arkeolojinin bölgeden elde ettiği veriler ve bu verilerin tarihi coğrafya ve dinler tarihi açısından değerlendirilmesidir. Yeri geldiğinde bu verileri din dili ve dini sembolizm açısından yorumladık. Sonuç olarak taş devri insanının sanılanın aksine ilkel olmadığını, Göbeklitepe’nin kutsal yapılar alanı olduğunu ve inancın insanlık tarihi kadar eski olduğuna dair önemli gerekçelerin bulunduğu sonucuna ulaştık. Göbeklitepe kutsal yapılar alanı üzerinden insanlığın medeniyet gelişimi üzerine yeniden düşünülmesi gerektiği kanaatine ulaştık. Asıl amacımız Göbeklitepe'yi felsefe ve teoloji literatürüne taşımak ve bunun nasıl sağlanacağına dair bir metot ve konu önerisi sunmaktır. Bu sebeple çalışmamız sadece bir yorum denemesidir.

___

  • BURCKHARDT, T. (2009), Foundations of Oriental Art & Symbolism, South Korea: World Wisdom, Inc.
  • ÇETİNKAYA, B. A. (2003), “İhvan-ı Safâ Felsefesinde Sayıların Gizemi Üzerine Bir Çözüm Denemesi”, Felsefe Dünyası, 2003/1, sayı: 37, s. 87-121
  • DEMİRCİ, K. (1997), "Hârût ve Mârût", DİA, C. XVI, İstanbul.