ZSUZSA KAKUK (Oku: Juja) "Mai Török Nyelvek I." Bugünkü Türk Dilleri L giriş. Elyazrnası pğaltma. Budapeşte 1976, 140 sahife (Tankönyv kiadö = Ders kitapları yayınevi) [Kitap Tanıtımı]

Bayan Prof. Zsuzsa Kakuk, Budapeşte'deki Eötvös Loránd Bilim Üniversitesi Felsefe Fakültesine bağlı Türk Filolojisi Kürsüsü başkanıdır. Türkçeyi kusursuz konuşan genç profesör Ardıneth ve Ligeti yanında yetişmiş, Türk - Macar münasebetleri ve bilhassa Rumeli'deki Türk ağızları üzerine değerli eserler vermiştir. Yukarıda adı geçen eserini niçin hazırladığını aşağıdaki sözlerle açıklar: "Türkoloji öğretiminin birinci temel direği, öğrencilerin ders başında, herhangi bir Türk lehçesi ile meşgul olmadan önce genel olarak Türk dünyası ve Türk dilleri (Orta Türk lehçeleri) hakkında fikir ve görüş sahibi olmalarıdır. Biz bunu uyguluyoruz. Öğrenciler, ancak bu yolla Macar Türkolojisinin çok yönlü ve çeşitli Türk kavimleri ve dilleri ile bağlantısı olduğunu kavrayabilirler. Her ne kadar hayli zamandan beri, dış ülkelerde birbiri arkasından çok değerli telhis'e yönelik eserler çıkmış ise de, bunlar üniversite öğretim amacını gütmekten çok, bilimsel bir hedefi çözmeye yöneliktirler. Örneğin: Fundamenta serisinin birinci ve ikinci ciltleri, Handbuch der Orienalistik - Şarkiyat el kitabı, Rusça Sovyet Rusya halkları dilleri (yazıyki narodqf S.S.S.R)'nin Türkoloji ile ilgili ciltlerinde Baskakov, Poppe ve diğer bilginlerin makaleleri üniversitede öğretim amacı gütmezler. Müellifler belli konularda kendi görüşlerini savundukları için, bunlar yardımcı öğretim aracı olamazlar. Macarcada, aradığımız nitelikte tek eser olarak yüz yıl önce yayınlanan Vcıbery Armin'in "Türk Irkı" gösterilebilir. Bu eser Türklüğü ethnolojisi ve ethnografyası ile bir bütün olarak ele alır.

Turkish Contributions to Scientific Work in Islam

Mesopotamia and Egypt are the cradles of our present-day civilization. The origins of our science can be traced back to these two civilizations of four or even five thousand years ago. The Greeks inherited the science of these countries, appropriated it eagerly. They also endowed it with greater power of articulation and imparted fresh momentum to scientific work. In their hands scientific knowledge was not only considerably enriched, but it also gained substantially in refinement and theoretical stature. But with the advent of Christianity a period of stagnation gradually set in, and the era called the Dark Ages with all its superstitions and dearth of wellfounded scientific enlightenment began to weigh heavily upon the old classical Mediterranean world and the Near East. The situation changed with the advent of Islam. The history of Islam starts with the Hijra in 622 A. D. In that year Muhammed transferred the scene of his activities from the city of Mekka to Medina. The Prophet died ten years later, but before 650 the Arabs had managed to conquer Syria, Egypt, Mesopotamia, and Persia, and in these rapid conquests religious faith had served remarkably as a motive power for building a gigantic empire.