Galatasaray Lisesi'nin Islahına ilişkin Ali Suavi'nin Girişimlerini Gösteren bir Belge

Öğretmen, gazeteci ve yazar Ali Suavi 1.1.1877'de Galatasaray Lisesi müdürlüğüne getirilmiş, 20.10.1877'de bu görevden alınmıştır. O, Mabeyn-i Hümâyûn Başkitâbetine (Padişahın Sekreterliğine) gönderdiği bir yazıda, kendisine bu görev verildiği zaman Galatasaray Lisesinin durumunu ve bizzat kendisinin gerçekleştirdiği ıslahatı açıklamıştır. Başbakanlık Devlet Arşivinde gördüğümüz bu belge, önemli eğitim-öğretim kurumlarımızdan Galatasaray Lisesinin geçmişi ile ilgili olduğu için Türk Eğitim Tarihinin de önemli bir belgesidir. Ayrıca bu belge, Ali Suavi'nin eğitimcilik, okul yöneticiliği yönlerini de çok güzel ortaya koymaktadır. Belge Yıldız evrakı arasında bulunmaktadır ve iki sayfadan ibarettir. İmza yeri koparılmıştır. Ali Suavi'nin, Abdülhamit'i devirmek için Saraya baskın düzenlediği ve bu olayda öldürüldüğü hatırlanınca, onun adının bile yokedilmiş olması anlaşılır. Sonradan belgeye kurşun kalemle, "Ali Suavi imzalı olduğu" şeklinde bir kayıt düşürülmüştür. Böyle bir yazı olmasa bile belgenin ona ait olduğu, tarih ve üslup bakımından bir kuşkuya yer vermemektedir. Fakat belgenin aslında iki sayfadan fazla olduğu ve baştarafının bulunmadığı düşünülebilir. Belgenin başlayış biçimi böyle bir ihtimali akla getiriyor. Dil bakımından ise belge, dönemine göre oldukça sade biçimde kaleme alınmıştır.

A Proposal for Research on Indo - Turkish Relations

Interchange between India and Turkish world is older than Islam and there is little doubt that Indians and Turks during the Hittite period have several common religious concepts and even political contacts. It is generally believed that the first contact of the Turks took place with the compaigns of Mahmud Ghaznavi in India in the first decades of the II th. century A. D. but in fact India came into direct contact with the Turks through Turkish states first established on Indian soil in the first century B. C. long before the advent of Muslims in India. This was the first phase of Indo-Turkish relations which ended with the fail of the Turk Shahi dynasty. Later on in the second century of Christian era a famous Turk ruler emerged in India and made his way to the glory and renown. He is known as Kanishka (120-162 A. D.). Warahmehra, in his well-known Sanskrit work of Rajtrangi, describes the emperor Kanishka and his successors as belonging to Turushka family. The details of description of this emperor available to us, positively point to the fact that Kanishka belonged to Turkish race and not to Mongols. His coins bears the title of "Shaunanushah" which is a Turkish word.