Arkadaşımız İbrahim Olgun'u Yitirdik

Kurumumuzun Osmanlıca uzmanı yazar ve öğretmen arkadaşımız İbrahim Olgun'u 9 Aralık 1978 günü en verimli çağında yitirmenin acısı içindeyiz. Arkadaşımız Kültür Bakanlığı'nın düzenlediği bir toplantıda geçirdiği bir kalp krizi sonunda aramızdan ayrıldı ve 12 Aralık 1978 Salı günü Kurumumuzun giriş holünde düzenlenen bir törenden ve Hacı Bayram Camiinde kılınan cenaze namazından sonra toprağa verildi. Kurumdaki törende Başkanımız Ord. Prof. Enver Ziya Karal şu konuşmayı yaptı : Geçen Cuma günü idi. Sayın Genel Müdür Uluğ iğdemir ile Kurumdan çıkmak üzere idik. Holde İbrahim Olgun'a rastladık. O da çıkmak üzere idi. Yüzünde her zamanki tatlı tebessümü vardı. Bir süre kapının önünde konuştuk. Sonra birbirimize iyi tatiller dileyerek ayrıldık. Kim derdi ki, onunla bu görüşmemiz son olacakmış. Kim düşünebilirdi ki, onun kurumdan o günkü çıkışı son çıkışı imiş. insanoğlu nereye giderse gitsin, nerede bulunursa bulunsun, kaderi peşini bırakmaz, onunla beraber olurmuş. İbrahim'i bu beklemediğimiz sonsuzluk yolculuğuna çıkartan kaderinden başka ne olabilir ki? Öyle sanıyorum ki onun üzerimizde bıraktığı ve daima hatırlayacağımız yüzünü süsleyen o tatlı tebessümü idi. Bu tebessümün arkasında saklı nezaketini ve arkadaşlığını daima hatırlayacağız.

Some Interpretations Concerning the Relief Decoration of the Column-Capitals of the Kursi in the Mosque of Bozüyük

The mosque of Kasım Pasha in Bozüyük has been mentioned in m.any travel books, and is famous because of its coloured - glaze fayance decorations. It has been constructed in 1528 as a part of a large building complex consisting of quest houses, kitchens and a kervansaray. A tile of the minber bearing an inscription that the bath was built in 1525 by Kasım Paşa indicates that there have been many changes in the mosque after a fire and it was re - built in the eighteenth - century, probably using the tiles of a bath, location of which is unknown. The most important part of the mosque is a kürsi on the left - hand corner of the mosque resting on four columns brought by Kasım Pasha from Hama, who was the governer (mutasarrıf) of that city during 1516 - 20. The most remarkable part of the columns is the carved decoration of the capitals containing vegetal, animal and human motifs. Its inscriptions bear the name and the titles of the Ayyubid ruler Sultan al - Malik al - Muzaffer Taqi al - Din Mahmûd, which indicates a date in the thirteenth century.