Federalizm-Üniterizm İkileminde Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı’nda Siyasal Yaşam (1918-1929)

Bu makalede 1918-1929 yılları arasında siyasal varlığını devam ettirmiş olan Sırp, Hırvat, Sloven Krallığı’nda üniterizm ve federalizm yanlıları arasında yaşanan siyasi mücadele anlatılacaktır. 1 Aralık 1918’de kurulan Sırp, Hırvat, Sloven Krallığı anayasal parlamenter bir monarşi olarak kurulduğunda devletin siyasi yapısının nasıl örgütleneceği konusunda temelde iki karşıt görüş ortaya çıkmıştır. Devletin üniter bir biçimde örgütlenmesini savunan Sırplar ile devletin federal bir biçimde örgütlenmesini savunan Hırvatlar ve Slovenler arasındaki siyasi mücadele parlamenter sistem çerçevesinde yaşanmıştır. 28 Haziran 1921’de devletin üniter bir biçimde örgütlenmesini sağlayan Vidovdan Anayasası kabul edildiğinde ise özellikle Hırvatlar ve Slovenler açısından yeni kurulan devletin meşruiyeti ortadan kalkmıştır. Bu noktadan sonra devlet sürekli bir meşruiyet krizi içinde kalmış ve bu kriz çeşitli ittifaklar ve siyasi anlaşmalar ile giderilmeye çalışılmıştır. Sırp, Hırvat, Sloven Krallığı’nın devletin yapısı konusunda uzlaşılamamasından dolayı yaşadığı bu meşruiyet krizi Yugoslavya’nın 20. yüzyıldaki varlığı boyunca devam etmiştir

THE POLITICAL LIFE IN THE KINGDOM OF SERBS-CROATSSLOVENES UNDER THE DILEMMA BETWEEN FEDERALISM & UNITARIANISM (1918-1929)

In this article the political struggles between supporters of unitarianism and federalism in the Kingdom of Serbs, Croats and Slovenes will be described. The Kingdom of Serbs, Croats and Slovenes was established as a parliamentary monarchy on 1 December 1918. The main political discussion in the Kingdom was how to organize the state’s political structure. In this context basically emerged two opposing views. One of them was unitarianism which was supported by Serbs and the other was federalism which were advocated especially by Croats and Slovenes. After the consideration of centralistic Vidovdan constitution on 28 June 1921 the legitimacy of the newly founded state has disappeared. After this point, the crisis of legitimacy began in the state. The crisis of legitimacy almost continued throughout the history of Yugoslavia in the 20th century.