KURAMSAL BOYUTTA SEKÜLERLEŞME VE DİN İLİŞKİSİ

Modernleşmenin beraberinde getirdiği sekülerleşme kuramı 20. yüzyıl sonuna kadar dinin toplumsal ve bireysel anlamda gerileceği ve zaman içerisinde yok olacağı iddialarını tartışmıştır. 20. yüzyıl sonuna gelindiğinde ise klasik sekülerleşme teorisyenlerinin iddia ettiği gibi dinin ortadan kalkmadığı, aksine yeni dini hareketler aracılığıyla toplumların ve bireylerin hayatlarında sürdüğü teorileri ortaya atılmıştır. Son dönemde ise eklektik paradigma aracılığıyla hem eski hem yeni paradigmanın birbirini yanlış anladığı söylenmiş, din ile modernitenin birbirini etkilediği belirtilmiştir. Çalışmamız bu bahsetmiş olduğumuz sekülerleşme teorilerinin geçirmiş olduğu kavramsal ve kuramsal değişimi ele almaktadır. Çalışmanın konusu sekürleşme alanında ortaya atılan teorilerden oluşturmaktadır. Çalışmanın amacı ise sekülerleşme hakkında ortaya atılan, klasik sekülerleşme teorileri, çağdaş sekülerleşme teorileri ve eklektik paradigmayı açıklamak ve bu paradigmaların önemli temsilcilerinin konu hakkındaki iddialarını özetlemektir. Nitel araştırma yönteminin dökümantasyon tekniği kullanılarak ele alınan çalışma sekülerleşme teorileri kapsamında ortaya atılan iddiaları bütünüyle görmeyi sağlar.

___

  • Akgül, M. (2013). ‘’Modernlik, Modernleşme, Postmodernlik, Sekülerleşme ve Din’’, Akyüz, Niyazi ve Çapcıoğlu İhsan (Ed.), Din Sosyolojisi El Kitabı, ss. 181-210, Grafiker Yayınları, Ankara.
  • Akyüz, N. ve Gürsoy, Ş. (2008). “Modernleşme Sekülerleşme İlişkisi Üzerine Sosyolojik Bir Değerlendirme”, Sekülerleşme ve Dini Canlanma Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 22-23 Ekim 2008, 79-89, Ankara.
  • Aldridge, A. (2015). “Sekülerleşmenin Yükselişi: Dinin Toplumsal Önemini Kaybetmesi”, Çev: İ. Çapçıoğlu ve S. Yılmaz, M. Ali Kirman ve İhsan Çapçıoğlu (Ed.), Sekülerleşme, Klasik ve Çağdaş yaklaşımlar, ss.75-118, Otto Yayınları, Ankara.
  • Berger, P. (2002). “Sekülerizmin Gerilemesi”, Ali Köse (Ed.), Sekülerizm Sorgulanıyor, ss. 11-32, Ufuk Kitapları, İstanbul.