Giriş: Tıbbi alanda gerçekleşen gelişmeler sonucu insanoğlunun ömür süresi ve yaşam kalitesinde olumlu yönde artışlar olmuş, bu yüzden insanların bakım ihtiyaçları giderek artmıştır. Bu çalışmada bir eğitim ve araştırma hastanesinde palyatif bakım ünitesinin çalışma usulü ve 2018-2019 yılları içerisinde palyatif bakım ünitesinde yatan hastaların retrospektif olarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Metod: Yerel etik kurulundan alınan onay sonrası Türkiye’nin doğusunda bulunan bir eğitim ve araştırma hastanesinde geçmişe yönelik dosya taraması yolu ile 1 Ocak 2018-31 Aralık 2019 tarihleri arasında palyatif bakım merkezinde yatan hastalar çalışmaya dahil edildi. Hastaların demografik verileri, şikayetleri, altta yatan hastalıkları ve tedavinin sonunda sahip oıldukları durum kaydedildi ve değerlendirildi. Bulgular: Yatan hastaların %21,41’i solunum sıkıntısı, %19,31’u ağrı palyasyonu, %19,36’ u beslenme desteği, %13,81’ü dekübit ülseri ve %26,11’i ise farklı şikayetlerle palyatif bakım servisimize başvuru yapmışlardır. Bu hastaların %17,4’u serebrovasküler olay, %12,7’si alzheimer, %11’i diabetes mellitus ve komplikasyonları, %6,8’i mide kanseri, %4’ü akciğer kanseri, %3,8’i ağrı ve kalan %44,3’ü enfeksiyon hastalıkları, diğer maligniteler,travma sonrası rehabilitasyon ve bakım, tetrapleji/parapleji, farklı kronik hastalıklar vb gibi altta yatan farkı hastalıkları mevcuttu. Hastaların eksterne oluş halleri %22,72’si eksitus, %31,25’i farklı bir sevise devir, % 39,58’u evine veya bakım merkezine taburcu, %6,45’i ise 2020 yılı başı itibari ile yatışı devam ediyor gözükmekte idi. Sonuç: Son dönem ve bakım ihtiyacı bulunan hastaların tedavi, bakım ve rehabilitasyonları için uzman ekip ve merkezlere ihtiyaç duyulmaktadır. Bakım ihtiyacı olan insan sayısının artışının yanı sıra malignite ve kronik hastalık oranlarında yaşanan artış ile birlikte daha çok palyatif bakım merkezine ihtiyaç duyulacağını düşünmekteyiz.

Objective: As a result of the advancements in the field of medicine, there has been a positive increase in the life span and quality of life of human beings, so people increasingly need quality care. This study aimed to retrospectively evaluate the working principle of the palliative care unit in a training and research hospital and the patients hospitalized in the palliative care unit between 2018-2019. Methods: After obtaining approval from the local ethics committee, patients who were hospitalized in the palliative care center of a training and research hospital in eastern Turkey between the 1 January 2018 and 31 December 2019 were included in the study by retrospective file scanning. Patients demographic datas, complaints, underlying diseases and discharge statuses were recorded and evaulated. Results: Of the patients hospitalized, 21.41% were admitted to our palliative care for respiratory distress, 19.31% for pain palliation, 19.36% for nutritional support, 13.81% for decubitus ulcer, and 26.11% were admitted for different complaints. Of these patients, 17.4% had cerebrovascular accident, 12.7% had Alzheimer's disease, 11% had diabetes mellitus, and its complications, 6.8% had stomach cancer, 4% lung cancer, 3.8% had pain, and the remaining 44.3% had various underlying diseases such as infectious diseases, other malignancies, posttraumatic rehabilitation and care, tetraplegia/paraplegia, different chronic diseases, etc. The discharge statuses of the patients were as follows: 22.72% passed away, 31.25% were referred to a different department, 39.58% were discharged to their home or care center, and 6.45% were still hospitalized from the beginning of 2020. Conclusion: Expert teams and centers are needed for the treatment, care, and rehabilitation of patients who need end-of-life and palliative care. We believe that more palliative care centers will be needed with the increase in the rates of malignant and chronic diseases in addition to the increase in the number of people requiring care.