Milli Mücadele'de Denizli, Isparta, Burdur ve Çevresindeki Azınlıkların Tutum ve Davranışları

Bilindiği üzere, dünyada hiçbir millet hâkimiyetleri altındaki azınlıklara Türkler kadar müsamahakâr davranmamıştır. Tarihte bunun örnekleri çoktur. Fatih İstanbul’u feth ettikten sonra, buranın halkının din ve vicdanına müdahale etmediği gibi, ekonomik faaliyetlerinde de onları serbest bırakmıştı. Hatta, 1461’de Bursa’daki Ermeni Piskoposu Hovakim’i İstanbul’a davet ederek ona "Patrik” unvanını verdi, Ermeni toplumunun İstanbul’a yerleşmesini teşvik etti, refahları için çeşitli imkânlar tanıdı. Nitekim, Ermeni yazar O. Oscanyan 1857’de New York’ta yayınladığı The Sultan And His People adlı eserinde; Osmanlı Devleti’ndeki Ermeniler’in ekonomik refah ve huzur içinde yaşadıklarını, reayanın en nüfuzlu haline geldiklerini açıkça ifade ediyor . Sosyal hayatta olduğu kadar azınlıkların devlet çarkı içerisinde de yüksek seviyelere erişmesi engellenmiş değildi. Ermeni Noradonkiyan Efendi’nin Hariciye Nazırı olduğu bir vâkıadır. Babıâli’de Rumların nüfuzu hiç de küçümsenecek seviyede değildi. Buna rağmen, Türkiye’deki azınlıkların büyük bir kısmı, devletin en buhranlı günlerinde memleket dahilinde çeşitli fesat ocakları teşkil ederek, devlete karşı cephe almaktan geri durmamışlar. Tarih bunun örnekleriyle doludur. Özellikle “Şark Meselesi' nin gündeme geldiği 19.yy. başından itibaren, devlet sürekli dış düşmanlarla savaş halinde iken, bir taraftan da azınlıklarla mücadele etmek zorunda kaldı. Türk tarihinin en buhranlı dönemini teşkil eden 1. Dünya Savaşı ve sonrası yıllarında azınlıkların devlete karşı tutumu, gizli dernekler kurmak veya düşmanla işbirliği yapmak hatta açıktan açığa silâhlı mücadeleye girişmek şeklinde ortaya çıktı. Türk milletinin var olma veya yok olma sınırına geldiği Millî Mücadele gibi fevkalâde bir dönemde azınlıkların bu tür davranışlarını -bazı istisnalar olmakla beraber- Anadolu’nun çoğu yerinde görmek mümkündür.

Attitudes and behavior of minorities in Denizli, Isparta, Burdur and surrounding areas in the national struggle

As it is known, no nation in the world has treated the minorities under their control as leniently as the Turks. There are many examples of this in history. After conquering Istanbul, Fatih did not interfere with the religion and conscience of the people of this place, nor did he release them in their economic activities. In fact, in 1461, the Armenian Bishop in Bursa invited Hovakim to Istanbul and gave him the title of” Patriarch", encouraged the Armenian community to settle in Istanbul, and provided various opportunities for their prosperity. As a matter of fact, he is the Armenian writer. In his work the Sultan and his People, published in New York in 1857, Oscanyan clearly states that the Armenians in the Ottoman Empire lived in economic prosperity and peace, becoming the most influential of the real. Minorities were not prevented from reaching high levels within the state wheel as well as in social life. The Armenian Noradonkian Effendi was the Minister of Foreign Affairs. The influence of the Greek Cypriots in Babylon was not to be underestimated. In spite of this, most of the minorities in Turkey, in the most depressing days of the state, formed various mischief-making centers in the country and did not stop to stand against the state. History is full of examples of this. In particular, the issue of "Orient" was brought up in the 19th.century. from the beginning, while the state was constantly at war with external enemies, it had to fight minorities on the one hand, which constitutes the most depressing period in Turkish history. In the years after World War II, the attitude of minorities towards the state emerged in the form of establishing secret associations or cooperating with the enemy or even openly engaging in armed struggle. It is possible to see such behavior of minorities in most parts of Anatolia, with some exceptions, during a remarkable period such as the national struggle when the Turkish nation is on the edge of existence or extinction.

___

  • Kamuran Gürün, “Ermeni Sorunu Yahut Bir Sorun Nasıl Yaratılır”, Türk Tarihinde Ermeniler Sempozyumu, İzmir 1983, s.16
  • Symme Turque, Publication de la Societe de Defans des droits Ottomans-Smyme No: 4, Empremerie Ahmed İhsan, 1919, p,20
  • Süleyman Sami, Kuruluşundan Bugüne Kadar İsparta Tarihi, İstanbul 1983, s.339
  • ATASE Arşivi, Klasör: 313, Dosya: 55, Fihrist: 30-1
  • Hicrî 1326 Aydın Vilâyeti Salnamesi, İstanbul, s.508
  • Hicrî 1332 Konya Vilâyeti Salnamesi, İstanbul 1332, s.158, 160
  • T.C.Genkur. Harp Tarihi Dairesi Resmî Yayınlan, Türk İstiklâl Harbi, C.2, Kısım 1, Ankara 1963, s. 19
  • ATASE Arşivi, Klasör: 89, Dosya: 326, Fihrist: 27
  • Dimitri Kitsikis,Yunan Propagandası, Meydan neşriyat (tarihsiz), s.206
  • Fahrettin Altay, On Yıl Savaşı 1912-1922 ve Sonrası, İstanbul 1970, s.254
  • ATASE Arşivi, Klasör: 34, Dosya: 132, Fihrist: 18.
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi-Cover
  • ISSN: 1011-727X
  • Yayın Aralığı: Yılda 2 Sayı
  • Başlangıç: 1984
  • Yayıncı: Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi