TÜRKİYE’NİN YENİLENEBİLİR ENERJİ POTANSİYELİNİN HESAPLANMASI

Günümüzde küresel çevresel problemler tek tek insanları etkilediği gibi, küresel çapta insanlığın dünya üzerindeki varlığını sürdürebilmesini de tehdit etmeye başlamıştır. Fosil yakıt kullanımı kaynaklı karbon emisyonlarının yol açtığı küresel ısınma problemi bu tehditlerin en önde gelenidir. Yenilenebilir kaynaklardan enerji üretimi bu noktada ön plana çıkmaktadır. Nitekim Avrupa ülkeleri başta olmak üzere birçok dünya ülkesi karbon emisyonlarını azaltma taahütleri çerçevesinde yenilenebilir enerji uygulamalarını artırmaktadırlar. Yenilenebilir enerji uygulamaları ile insanlığın enerji ihtiyaçları doğayla barışık ve çevresel risklere yol açmadan karşılanır. Yenilikçi teknolojiler sayesinde günümüzde yenilenebilir kaynaklardan enerji üretimleri ekonomik olarak da fosil ve nükleer kaynaklardan yapılan üretimlerle rekabet edebilir hale gelmiştir. Yenilenebilir enerjinin yerel ve dağınık üretim faaliyetleri yerel halka iş ve gelir imkânı sağlar. En önemlisi de uygun şekilde yürütüldüğü takdirde yenilenebilir kaynaklardan enerji üretimi, atıksız çevreye saygılı bir üretim şeklidir. Bu çalışmada Türkiye’nin yenilenebilir enerji potansiyeli Mackay’ın (2009) yöntemi ile rüzgâr, su, güneş vd. kaynaklara göre ayrı ayrı hesaplanarak, Türkiye’nin enerji ihtiyaçlarını kendi yerel ve yenilenebilir kaynaklarından karşılayıp karşılayamayacağı sorusuna yanıt aranmıştır Yapılan hesaplamalar sonucunda Türkiye’nin yenilenebilir enerji potansiyeli yıllık 4307 TWh olarak bulunmuştur. Türkiye’nin enerji tüketimi resmi rakamlara göre 80 milyar toe’dur (ETKB, 2014) . Bu rakam yaklaşık 930 TWh elektrik enerjisine eşittir. Bu çalışmada 4307 TWh enerji üretiminin mümkün olduğu hesaplandığına göre Türkiye ihtiyacı olan enerjinin yaklaşık beş katını, nükleer enerjiye yönelmeden, termik santrallerin ihtiyacı olan kömürü çıkarmak uğruna insanların hayatını harcamadan, doğayı ve çevreyi yağmalamadan yenilenebilir kaynaklardan sürdürebilirlik ilkeleri çerçevesinde karşılamasının mümkün olduğu açıkça görülmektedir. Bulunan bir diğer sonuç da Türkiye’nin akarsu kaynaklarından elde edebileceği enerji potansiyelinin rüzgâr potansiyelinin dörtte biri, güneş potansiyelinin ise beşte biri kadar olmasıdır. Yani Türkiye aslında barajlar ve hidroelektrik santrallerle Türkiye derelerini, nehirlerini ve bunlarla beraber o yörelerdeki insan hayatlarını ve doğal çevreyi boşuna yok etmektedir. Türkiye mevcut rüzgâr ve güneş enerjisi potansiyellerini kullanarak, kendi kendine yeten, sürdürülebilir bir enerji sistemi kurabilir.

___

  • BP -British Petroleum (2011), Statistical Review of World Energy, Londra