Eğitim teori, işlev, uygulama, yöntem ve tekniklerinin üniversitede nitelikli bir düzeyde ele alınması, kuşkusuz bir geçiş dönemi gerektirir. Üniversitelerimizde ydlar boyunca standartlar yönünden kristalize hale gelmiş bulunan ve araştırma yoluyla bilime katkı uğraşı içinde olan disiplinler yanında, Eğitim Fakülteleri başlangıçta kadrolaşma, akademik kariyer sahibi öğretim üyesi yetiştirme gibi sorunları çözmek durumundadırlar. Bir profesörün lisanstan sonra ortalama, 15—16 yılda yetiştiği düşünülüı'se, eğitim fakülteleri için geçiş döneminin 10-15 yıl alacağı söylenebilir. Bu süre içinde, ınakro düzeyde yapılacak bir plân çerçevesinde metodlu ve etkin programlamalarla öğretim elemanı yetiştirme üzerinde durulması gerekmektedir.

Sözel iletişim insanoğlunun üzerinde ençok çalıştığı etkinliklerden birisidir. İlkokuldan üniversiteye kadar her okul düzeyinde öğrencilerden konuşma ve yazı dilinin yapılarını öğrenmeleri istenir. Öğrenciler sözel dile hakim olmadıkça gerçek anlamda eğitilmiş sayılmazlar. Öte yandan sözsüz iletişim ise insanoğlunun üzerinde çok az durduğu bir etkinlik olagelmiştir. Günümüzde bile hala devlet okullarının programlarına temel bir ders olarak girecek önemde görülmemektedir. Oysa, insanların iletişim kurarken alıp gönderdikleri mesajlardaki anlamların % 80 kadar büyük bir oranını sözsüz dil oluşturmaktadır. Bu rahatsız edici bir orandır. Demek ki insân-oğlu bu gerçek ortaya çıkıncaya kadar iletişim ile ilgili çalışmalarında yanlışın üzerinde durmuştur.