Kadınlara Yönelik Şiddetin ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesine Dair Ulusal ve Uluslararası Mevzuat (İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun)

Kadına yönelik şiddet, toplumda varolan toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bir sonucu olarak, erkeğin kadın üzerinde tahakküm kurmasının ve kadını baskı altına almasının yollarından birisidir. Bu sebeplerle de, esas olarak çözülmesi gerekenin kadın ve erkek arasındaki eşitsizlik sorunu olduğu, kadına yönelik şiddetin eşitsizlik sorununun çözümüne paralel olarak ortadan kalkacağı tezi, sıkça dile getirilmektedir. Fakat söz konusu yaklaşımın şiddete yönelik özel önlemler almadan tek başına uygulanması, şiddete maruz kalan veya kalma ihtimali ile her an burun buruna yaşayan kadınlara, belirsiz bir süre daha bu biçimde yaşamaları gerekeceğini söylemek anlamına geleceğinden, tek başına yeterli bir çözüm değildir. Ayrıca şiddet konusunda özel önlemlerin alınmaması halinde, kadına yönelik şiddet yoluyla eşitsizliğin yeniden üretileceği tezi, göz ardı edilemeyecek bir gerçektir. Bu yüzden, kadına yönelik şiddet ve kadın erkek eşitsizliği sorunlarıyla, eşzamanlı olarak mücadele edilmesi gereklidir. Bu gerçekten hareketle, öncelikle uluslararası arenada kadına yönelik şiddetle mücadele amacıyla özel yasal düzenlemeler getirilmiş, Türkiye de bu düzenlemelerin dışında kalamamıştır. Bu çalışmada uluslararası ve ulusal mevzuatta kadına yönelik ve ev içi şiddetin önlenmesi amacıyla getirilen düzenlemelerin amacı, kapsamı ve eksiklikleri tarihsel bir akış içerisinde, politik yönü de gözetilerek incelenmeye çalışılacaktır

INTERNATIONAL AND NATIONAL LEGISLATION FOR PREVENTING VIOLENCE AGAINST WOMEN AND DOMESTIC VIOLENCE

As a result of gender inequality in the society, violence against women is one of the ways of men dominating and repressing women. Because of that, it is commonly expressed that the main problem to be solved was the problem of inequality between men and women and thus, violence against women would not exist by the solution of the inequality problem. But the implementation of this approach without taking special precautions for the violence, is not a sufficient solution for the women who are exposed or likely to be exposed to violence; because it means living under these circumstances for an indefinite time period for these women. Also, in case of not taking special precaution for the violence, the reality of reproduction of inequality by means of violence cannot be ignored. Because of that, fighting violence against women and gender inequality, should be performed simultaneously. Based on that fact, special legal regulations for fighting violence against women were put into force on the international stage which Turkey followed. The purpose, content and defiencies of the international and national legislation for preventing violence against women and domestic violence shall be investigated in chronological order by also considering the political aspects of the issue in this article.
Ankara Barosu Dergisi-Cover
  • ISSN: 1300-9885
  • Yayın Aralığı: Yılda 4 Sayı
  • Başlangıç: 1942
  • Yayıncı: Ankara Barosu Başkanlığı