Öz Adli olguların değerlendirilmesinde en temel aşamalardan biri, olay yerindeki kanıtlara ‘’in situ’’ biçimde ulaşılmasıdır. Ancak her ülkenin olay yeri incelemelerine yaklaşımının farklı olması nedeniyle adli delillere ulaşılması sırasında dezavantajlı durumlarla karşılaşılabilmektedir. Olay yeri inceleme ekiplerinde adli arkeoloji eğitimi almış uzmanların bulunması, adli açıdan öneme sahip kalıntıların bilimsel yaklaşımlarla ele geçirilmesini sağlayarak vaka analizlerine ışık tutmaktadır. Arkeolojik tekniklere çoğunlukla iskelet kalıntılarının çıkarılmasında başvurulduğu için bu tekniklerin adli antropolojik uygulamalar açısından önemi büyüktür. Adli antropoloji, iskelet kalıntılarındaki bulguları inceleyerek kimliklendirmeye katkıda bulunan, gerek olay yeri incelemelerinde gerekse laboratuvar analizlerinde farklı yaklaşımlardan destek alan bir bilim dalıdır. Adli antropolojik olgularda kalıntıların zarar görmeden, ait oldukları bağlamla birlikte değerlendirilmesiyle güvenilir sonuçlar elde edilmektedir. Olay yerlerinin ve vakaların özelliklerine göre farklı arkeolojik tekniklerden yararlanılmasıyla gömü alanları tespit edilebilmekte, iskelet kalıntılarına bilimsel yaklaşımlarla ulaşılabilmektedir. Ancak adli arkeoloji, nispeten yeni bir bilim dalı olarak karşımıza çıkmaktadır. Olay yeri incelemelerinde bu alanda yetişmiş uzmanların bulunması ve hükümetlerin bu alanda bilinçlenmesi elzemdir. Alışılagelmiş arkeolojik kazı tekniklerinin yanı sıra farklı teknolojik araçların bu alanda test edilmesi de tavsiye edilmektedir. Bu açıdan, adli arkeolojinin adli bilimler içerisinde desteklenmesine ve geliştirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışmada, uluslararası düzeyde değerlendirilen uygulamalar ve örnek vakalar ışığında arkeolojik tekniklerin adli bağlamlarda kullanılmasının önemini vurgulamak amaçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Kazı Teknikleri, Adli Arkeoloji, Disiplinlerarası Çalışmalar, Adli Bilimler, Olay Yeri İncelemeleri.   Abstract One of the most basic stages in the evaluation of forensic cases is the fact that to the evidence at the scene can be accessed ‘’in situ’’.  But each country has a different approaches to crime scene investigations. Therefore, disadvantageous situations may be encountered when accessing forensic evidences. The presence of experts who have trained in forensic archeology in the crime scene investigation teams, sheds light on case studies by providing scientific approaches to the remains of forensic importance. Due to the fact that archaeological techniques are mostly used in the removal of skeletal remains, these techniques are of great importance in terms of forensic anthropological practices. Forensic anthropology is a branch of science that contributes to identification by examining the findings of skeletal remains and supports different approaches in both crime scene investigations and laboratory analysis. In forensic anthropological cases, reliable results are obtained from the evaluation of the remains with the context of which they belong without damage. Burial areas can be identified by using different archaeological techniques according to the characteristics of the crime scenes and cases. Thus, skeletal remains can be reached through scientific approaches.  However, forensic archaeology is a relatively new branch of science. It is essential that there are experts trained in the field of crime scene investigations and that governments are aware of this field. In addition to the traditional archaeological excavation techniques, it is also recommended that different technological tools be tested in this field. In this respect, forensic archeology needs to be supported and developed in forensic sciences. In this study, it is aimed to emphasize the importance of the use of archaeological techniques in forensic contexts in the light of internationally evaluated practices and case studies. Key Words: Excavation Techniques, Forensic Archaeology, Interdisciplinary Studies, Forensic Sciences, Crime Scene Investigations.