Ebru Sanatının Çocuklar Üzerindeki Rolü Ve Düzce İstiklal Anaokul Örneği

Geleneksel Türk El Sanatlarından “Ebru”, ilk kez bazı kaynaklara göre Türkistan'daki Buhara kentinde doğmuş ve ipek yolu ile İstanbul Üsküdar'daki Özbekler tekkesine ulaşmış, böylece Osmanlılar da yaşam bulmuş ve Osmanlıya has bir sanat haline gelmiştir. Osmanlılarda matbaanın icadı öncesi elle yazılan dönemlerde el yazması kitapların dış kapaklarının altında özgün ebrunun kullanılması ve Osmanlıların İslam dini ile bütünleşmesi, ibadetlerinde kullandıkları temel kitap olan Kuran'ın kutsal sayılması sonucu bu işi icra eden usta eller sayesinde ebru sanatı da uzun yıllar korunmuş ve geleceğe taşınmıştır. Matbaanın icadı ile bu gelenek devam etmiş; gelişerek bu günlere gelmiştir.Bu makalemde Ebru Sanatının çocuklar üzerinde düşünme dili olduğunu, Ebrunun kendi içinde, anlam bütünlüğü ve görsel değeri bulunduğunun,  çocukların dünyayı kendi algıladığı biçimde gördüğünü kendimde canlandırdığım duygu ve emeklerimin bir ifadesi olarak, 1500'lü yıllardan beri süregelen kağıt üzerinde renk kümelerinin buluta benzemesinden adını alan Ebru Sanatını Düzce İstiklal Anaokulu öğrencileri üzerinde gerçekleşen izdüşümlerini paylaşmak istiyorum. Çocuk için ebru dinamik bir faaliyet örneği ve yalın bir anlatım aracıdır. Sanat onda bir “düşünme dili” şeklinde yansır. Çocuk, dünyayı kendi algıladığı biçimde görür. Her çocuk, herhangi bir engelleme olmaksızın, kendisinde var olan derin yaratıcılık dürtülerini kullanabilirSonuç olarak, o günkü gözlemlerimiz bizim haklı olduğumuzu ortaya koyuyor çünkü o gün çocuklar bizi heyecanla karşılayıp ''sihirli boya'' olarak adlandırdıkları ebrudan ne yapacaklarını çoktan tasarlamışlardı. Böylece kendi yaratıcı fikirlerini özgürce kullanabilme fırsatı buldular.
Anahtar Kelimeler:

Çocuk, Ebru, Boya, Deprem