Osmanlı Devleti’nde İlk Tren Sabotajı: Sinekli Hadisesi ve Anastaş Çetesi

19. yüzyılın son çeyreğinde, bazı sosyal ve ekonomik sebeplerden ötürü Anadolu ve Rumeli’nin birçok yerinde eşkıyalık faaliyetleri görülmekteydi. 17 ve 18. yüzyıllardakilerle kıyaslanamayacak derecede küçük olan bu dönemdeki eşkıyalık faaliyetleri genellikle yol kesmek ya da köylüleri haraca bağlamak suretiyle bir nevi soygunculuk şeklinde gerçekleşmekteydi. Bu türden çetelerden birisi de arşiv belgeleri ve dönemin gazetelerinde “meşhur şaki” olarak anılan Yunan tebaasından Anastaş’ın liderliğinde faaliyet göstermekteydi. Birçok defa adam kaçırmak suretiyle ismini duyuran Anastaş’ı daha da meşhur eden olay, 1891 yılının ortalarında Sirkeci’den Berlin’e giden bir treni durdurarak yolcuları soyması, özellikle de Alman yolculardan birkaçını yüklü bir miktarda fidye almak amacıyla dağa kaldırmasıydı. Kaçırılanların Prusya vatandaşı olması olaya uluslararası boyut kazandırmış ve bu nedenle tutsakların zarar görmeden kurtarılması daha büyük bir öneme haiz olmuştur. Çalışmada, arşiv belgeleri ve dönemin basınından elde edilen veriler ışığında Anastaş çetesinin tren sabotajını nasıl gerçekleştirdiği, Alman tutsakları dağa kaçırması ve bu sırada yaşanan olaylar, Osmanlı hükümeti ile Alman Elçiliğinin tutsakları kurtarma çabası, fidyenin teslim edilme süreci ve sonrasında Anastaş’ın Bulgaristan’a kaçışı ayrıntılı olarak ele alınmıştır.

The First Train Sabotage in the Ottoman Empire: Sinekli Affair and Anastaş Gang

In the last quarter of the 19th century, banditry activities were observed in many parts of Anatolia and Rumelia due to several social and economic reasons. The banditry doings during this term usually formed of rubbery by cutting the roads or collecting extortions from peasants which were incomparably smaller than banditries in the 17th and 18th century. One of such bands were under the leadership of  'Anastaş', one of the Greek subjects, who referred to as "famous bandit” in the archival documents and newspapers of that time. Anastaş, who made a name for himself by abducting people many times got more recognition with this case. He stopped a train going from Sirkeci to Berlin in the middle of 1891, robbed the passengers and abducted German passengers in order to receive a large amount of ransom. The fact that the captives were Prussian citizens gave an international context to the incident, therefore, it came to great importance to get the captives free without any harm. In this work, how bandits performed the train sabotage, how Anastaş took the German captives to mountains and what  happened in that time, the efforts of the Ottoman government and the German Embassy to rescue the captives, the delivery of ransom, the escape of Anastaş to Bulgaria were discussed in details by the light of archival documents and the data gathered from the press of the period.

___

  • ÖZKAYA, Y., Osmanlı İmparatorluğu’nda Âyânlık, Ankara: TTK Yayınları, 1994. SATILMIŞ, S., “İstanbul’un Yakın Çevresinde Bir Eşkıyalık Faaliyeti: Meşhur Şaki Mehmet Pehlivan ve Çetesi”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 10, sy. 54 (2017): 350-364. SÖYLEMEZ, F., “XVIII. Yüzyıl Başlarından XIX. Yüzyıl Ortalarına Kadar Maraş ve Çerçevesinde Eşkıyalık Hareketleri”, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, sy. 22 (2007): 69-85. Şemseddin Sami, Kâmûs-ı Türkî, Haz. Raşit Gündoğdu vd., İstanbul: İdeal Kültür Yayıncılık, 2014. ŞİMŞEK, E., “Merkezi Otorite Karşısında Bir Dağlı Eşkıyası: Deli Kadri”, Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, sy. 44 (2018): 269-287. TIZLAK, F., “XIII. Yüzyılın İkinci Yarısı ile XIX. Yüzyılın İlk Yarısında Yukarı Fırat Havzasında Eşkıyalık Hareketleri”, Belleten, LVII, sy. 220 (1993): 751-780. ULUÇAY, M. Ç., Atçalı Kel Mehmet, İstanbul: Ötüken Yayınları, 2013.