Türkiye'de birinci basamak sağlık kurumlarına başvuran hastalarda dispepsi görülme sıklığı

Giriş ve Amaç: Dispepsi toplumda ve sağlık kuruluşlarına başvuran hastalarda sık rastlanan bir şikâyettir. Bu çalışma Türkiye'de birinci basamak sağlık kuruluşlarına başvuran hastalarda dispepsi sıklığını saptamak ve epidemiyolojik özelliklerini belirlemek için yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışma Türkiye'nin 32 farklı ilindeki birinci basamak sağlık kuruluşuna başvuran olgular arasından rasgele seçilen 7520 olguda anket yapılarak gerçekleştirilmiştir. Anket birinci basamakta çalışan hekimler tarafından yapılmıştır. Hastalar başvurudaki ana yakınmalarına göre gastrointestinal sistem ve gastrointestinal sistem dışı olmak üzere iki guruba ayrıldıktan sonra, her iki gurup içinden rasgele seçilen 2203 olguya anket yapılarak birinci basamaktaki dispepsi prevalansı araştırılmıştır. Dispepsi tanısı Roma-II kriterlerine göre konulmuştur. Bulgular: Çalışmaya katılan 7520 hastanın 2157'si (%31,5) GİS semptomları ile doktora başvururken, 5363'ü (%68,5) Gastrointestinal Sistem dışı yakınmalar ile doktora başvurmuştur. Gastrointestinal Sistem yakınmaları ile başvuran 2157 hasta arasından rasgele seçilerek anket yapılan 1461 olgunun 760'ında (%52), Gastrointestinal Sistem dışı yakınmalar ile başvuran 5363 olgu arasından rasgele anket yapılan 742 olgunun 210'unda (%28,3) dispepsi tanısı konulmuştur. Dispepsi prevalansı %44 olarak bulunmuştur. Hastaların çoğu kadın olup ( %68,1), yaş ortalaması 45±14 yıldır. En sık semptomlar şişkinlik (%75,7), midede dolgunluk (%61,2), midede rahatsızlık hissi (%57), mide ağrısı (%50), bulantı (%34,8), erken doyma (%26,5) ve kusmadır (%13,2). Hastaların %27,7'si yakınmaların yemek ile arttığını bildirmişlerdir. Baharat şikâyetleri artıran yiyeceklerin başında gelmektedir. Çay (p=0.0001) ve sigara içme (p=0.001) ile dispepsi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Hastaların %6'sında ailede mide kanseri hikâyesi tespit edilmiştir. Tedavi için en sık (%56,7) antiasitlerin kullanılmakta olduğu görülmüştür. Sonuç: Türkiye'de birinci basamak sağlık kuruluşuna başvuran hastaların önemli bir bölümünü dispepsi hastaları oluşturmaktadır. En önemli semptomlar ise şişkinlik ve dolgunluktur.

The frequency of dyspepsia in patients admitting to primary healt care centers in Turkey

Background and Aim: Dyspepsia is a common compliant among people in the general population as well as individuals attending to health care centers. This study was conducted to determine the frequency and epidemiologic features of dyspepsia in patients admitting to primary care centers in Turkey. Material and Method: The study was carried out by applying questionnaire in a population of 7520 patients who were randomly selected among those admitted to primary care centers in 32 different cities of Turkey. The questionnaire was applied by doctors working in the primary care centers. Patients were categorized into two groups (gastrointestinal system or not) depending on the main symptoms on admission. The prevalence of dyspepsia was investigated by applying questionnaire to a total of 2203 randomly selected patients from both of the groups. The diagnosis of dyspepsia was based on the Rome-II criteria. Results: Among the 7520 patients participating in the study, 2157 (31.5%) were admitted with gastrointestinal system symptoms and 5363 (41%) with non-gastrointestinal system symptoms. Out of 2157 patients with gastrointestinal system symptoms, questionnaire was performed in randomly selected 1461 patients and a diagnosis of dyspepsia was reached in 760 (52%). Out of 5363 patients with nongastrointestinal system symptoms, questionnaire was performed in randomly selected 742 patients and a diagnosis of dyspepsia was reached in 210 (28.3%). The prevalence of dyspepsia was 44% in the whole group. Most of the patients were female (68.1%) and the mean age was 45?14 years. The most frequent symptoms were bloating (75.7%), fullness (61.2%), epigastric discomfort (57%), epigastric pain (50%), nausea (34.8%), early satiety (26.5%) and vomitting (13.2%). Symptoms were precipitated by meals in 27.7% of the patients. Spices was the leading food precipitating symptoms. There was a statistically significant relationship between dyspepsia and smoking (p=0.001) and tea consumption (p=0.0001). Six percent of the patients had a family history of gastric cancer. Antiacids were the most common (56.7%) medications used for treatment. Conclusion: Dyspeptic patients constitute a considerable part of patients admitting to primary health care centers in Turkey. The most frequent symptoms are bloating and fullness.